Çocuk Öznelliğinin Oluşumu Üzerine Bir Çalışma

Aynadan Ötekine

Elda Abrevaya

Aynadan Ötekine Gönderileri

Aynadan Ötekine kitaplarını, Aynadan Ötekine sözleri ve alıntılarını, Aynadan Ötekine yazarlarını, Aynadan Ötekine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Psikanalistin Yaralanabilirliği
Psikanalistin arzusunun gizli nesnesi çocuktur.Ama hangi çocuk? Tedaviye alınan çocuk mu, yoksa içindeki çocuk mu?
Sayfa 143Kitabı okudu
Sanırım ötekinin deliliği karşısında duyulan kaygı, delinin bize birşey yapmasından çom, kendi aklımızı kaçırabileceğimize ilişkin korkudur.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
İç dünya ile dış dünya arasındaki ara alan
İnsan yaşamındaki en çetin görev bir yandan ruhsal gerçekliğin dış gerçeklikten ayrımlaşması, diğer yandan ikisi arasındaki bağlantının kurulmasıdır…bu görevi başarabilmek için tümgüçlülüğümüzden vazgeçmemiz gerekir. Bu da acı çekmeden olanaksızdır. Kuşkusuz böyle bir süreç zaman alır. Belki de bu yüzden olgunlaşmanın belli bir huzuru ve kendini kabullenmeyi getirdiği (kimi zaman da getirmez) söylenir.
Oyun mekanı dışında kalan sözel müdahale, boyun eğmeye yol açan bir aşılamadır ve dirence neden olur. Önemli an çocuğun kendine şaştığı andır. “Yani önemli olan, benim zekice yorum yaptığım an değildir” (Winnicott, 1970).
Lacan’da Ayna Evresi
Ayna imgesi özneyi geriye dönülmez bir biçimde dönüştüren, zorunlu bir dramdır. Öznenin kendine ilişkin bedensel deneyimiyle ötekilerin onu gördüğü biçim arasında bir yarılma yaratır. Altı aydan itibaren onu özdeşleşimler diyalektiğine iten bir dramdır bu. Özdeşleşimlerden oluşan benlik, özneye katı yapısı olan bir kimlik kazandırır:”katı yapısıyla zihinsel gelişimin tümünde iz bırakan yabancılaştırıcı bir kimliğin zırhına girilir”. Benlik psikolojisinin temsilcileri, öznenin toplumsal çevreye “uyumunu” sağlaması için, işte bu zırhın gerekliliğini vurgulayacaklardır. Oysa analiz süreci benliğin güçlenmesine değil de, imgesel ayrışmasına karşılık gelir. Bu ayrışım, benliğin içinde oluştuğu”imgesel köleliğin düğümü”ne varmak için gereklidir.
Geçiş nesnesi ve simgeleştirme süreci
Winnicott dış gerçeklik veya iç gerçeklik lehine tartışmaları, her ikisiyle bağlantılı olan ara alana ilişkin deneyim fikriyle aşmaya çalışır. Biliyoruz ki, dış gerçekliği Anna Freud, iç gerçekliği de Melanie Klein ateşli bir şekilde savunmuşlardır. Winnicott deneyimi, yani öznenin etkinliğini vurgular. Kişinin, özneli nesnelden ayrımlaştırmak için birşeyler yapması zorunludur. Böylelikle etkinlikler silsilesi geçiş olgularıyla başlar, oyun ve kültürel deneyimlerle devam eder.
Reklam