Aziyade (Çizgi Roman)

Pierre Loti

About Aziyade (Çizgi Roman)

Aziyade (Çizgi Roman) subject, statistics, prices and more here.

About

AZİYADE ile devam ediyor. Pierre Loti'nin İstanbul'da geçen romanı hem bir kadına hem de bir diyara duyulan aşkı anlatıyor... Louis Marie Julien Viaud, namıdiğer Pierre Loti'nin yazma merakı okul yıllarında başladı. 15 yaşındayken Deniz Harp Okulu'na gitmek için evinden ayrılıp Paris'e giden Loti, yalnızlıktan kurtulmanın yolunu yazmakta buldu. 1866 yılının Kasım ayından itibaren tutmaya başladığı bu günlük yazarlık serüveninde hayli önemli rol oynadı. Zira Pierre Loti, otobiyografik unsurlar barındıran hemen bütün kitaplarını günlüklerinden yola çıkarak kaleme aldı. 1872 yılında Fransız donanmasına katılan Pierre Loti'nin gemisi önce Tahiti, ardından da Senegal'e uğrar. Tahiti'de Kraliçe VI. Pomané'nin huzuruna çıkılır. İşte bu ilk seyahatte kraliyet ailesi bu genç subaya yıllar sonra yapıtlarını imzalayacağı "Loti" lakabını takar.  Tahiti'den Senegal'e, Mısır'dan Çin'e, Hindistan'dan Amerika'ya kadar birçok ülkeyi gezen; gördüğü yerler arasında sadece ve sadece İstanbul'u "ikinci vatan" olarak benimseyen Pierre Loti, yaşadığı sürece yedi kez ziyaret ettiği İstanbul'da bugün yalnızca yapıtlarıyla değil, adını taşıyan tepeyle de ölümsüzleşti. Aziyade ile, bir Türk asilzadesinin haremindeki o genç kadınla 1877'de karşılaştı. Kısa ama çılgınca bir aşk yaşadılar. Neden sonra yeniden İstanbul'a döndüğünde genç kadının kahrından öldüğünü öğrendi. Kalbinden asla atamadığı kadının yüce hatırasına duyduğu saygının gereği olarak 1879'da AZİYADE'yi, 1892'de ise Fantome d'orient / Doğudaki Hayalet'i yayınladı. AZİYADE'den sonra ikinci romanı Rarahu ya da Tahiti adıyla da bilinen Le Mariage de Loti, ardından da üçüncü kitabı Le Roman d'un Spahi / Bir Sipahi'nin Romanı geldi. 1886'da yayınlanan ve en beğenilen romanı Pêcheur d'Islande / İzlanda Balıkçısı ise Loti'nin tanınan ve okunan bir yazar olmasını sağladı.  Fransız ve dünya edebiyatının usta kalemi Pierre Loti'nin bu eserini Franck Bourgeron uyarladı ve çizdi. NTV Yayınları Dünya Klasikleri serisi bir İstanbul âşığı ile devam ediyor.
Author:
Pierre Loti
Pierre Loti
Translator:
Alev Er
Alev Er
Illustrator:
Franck Bourgeron
Franck Bourgeron
Estimated Reading Time: 3 hrs. 38 min.Page Number: 128Publication Date: 2010First Publication Date: 2007Publisher: NTV YayınlarıOriginal Title: Aziyade
ISBN: 9786055813635Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Book Statistics

Reader Profile of the Book

Kadın% 50.0
Erkek% 50.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

About the Author

Pierre Loti
Pierre LotiYazar · 21 books
Pierre Loti, asıl adı Louis Marie Julien Viaud (d. 14 Ocak 1850 - ö. 10 Haziran 1923), Fransız romancı. Pierre Loti isminin yazara, kimi kaynaklara göre öğrencilik yıllarında; kimi kaynaklara göreyse, 1867 yılında yaptığı Okyanusya seferi sırasında, Tahitili yerliler tarafından verildiği söylenir. "Loti", egzotik iklimlerde yetişen egzotik bir çiçeğin ismidir. 1850 yılında Fransa'nın Rochefort kentinde Protestan bir ailenin en küçüğü olarak doğdu. 17 yaşında Fransız Deniz Kuvvetleri'ne girdi. Denizcilik eğitimini tamamladıktan sonra 1881'de yüzbaşı oldu ve ilerleyen yıllarda da terfi ederek albaylığa kadar yükseldi. Ortadoğu ve Uzakdoğu'da bulundu. Bir deniz subayı olarak romanlarında konu ettiği yabancı kültürünü pek çok yer gezerek tanıma fırsatını buldu. Bu yolculuklarında edindiği deneyimlerini ve gözlemlerini daha sonra kitaplarına yansıttı. 1879'da ilk romanı olan ve o dönemin Osmanlı Türkiye'sinden kesitler veren Aziyadé 'nin (Aziyade) yayınlanmasının ardından 1886'da Pécheur d'Islande'la (İzlanda Balıkçısı)'nı yayınladı. Loti, kendini edebiyat çevresine kabul ettirmiş bir yazar oldu. Daha sonraki yıllarda her yıl bir kitabı çıktı ve kitapları geniş kitlelerce okundu. 1891 yılında Fransız Akademisi'ne seçilen yazar 1910 yılında Légion d’Honneur nişanını aldı. İzlenimci bir yazar olan Pierre Loti'nin oldukça yalın bir dili vardı. Edebiyattaki bu izlenimciliği kişiliğini de derinden etkiledi. Derin bir umutsuzluğu dile getiren yapıtlarında aşkın yanı sıra ölüm duygusu da geniş yer alıyordu. Bütün bu umutsuzlukla birlikte içinde duyduğu insanlığa karşı şefkat ve acıma duygusunu yapıtlarına yansıttı.