Neredeyse yok yok bu kitapta... Açlık, sefalet, baskıcı dayakçı baba, siyasi suç, sürgün, zenginlik, makam, mevki, dayak, aşk, sevgi, kopuk aile düzeni, isyan, el gördülük, elalem ne dercilik ve bolca yokluk...
Yazarın "Küçük Adam" serisinin 1. ve 2. sinin bulunduğu kitabı sanırım yarı otobiyokrafik olarak nitelendirebilirim. Aslında bazı bölümlerin hatta yaşların kurgu olmasını dilerim. 18 yaşına gelmiş ve hâlâ ortaokulu bitirememiş; 20 yaşında yokluk ve sefalet içinde yaşarken, çalışmakta yüzü olmayıp haytalık peşinde koşan bir genci okumak; sık sık "yeter artık kendine gel" deme hissi uyandırdı. Bu bağlamda ikinci kitap olan 'Avare Yıllar' bu ismi sonuna kadar hak etmiş.
Babanın şiddet ve baskısını okurken öfkeme ve acıma hissime engel olamadım. Hatta kitabı okurken her olayın içine çekildiğimi hissettim.
Bir çok karakter ve olay olmasına rağmen kitap çok akıcı ve hızlı ilerliyor. Yazarın kalemini sevdim. Fakat nasıl demeli aklımı kurcalıyan, rahatsız eden bir kıymık var. Ama ne olduğunu çıkaramıyorum. Bilmiyorum belki devam kitabını okuyunca ya kıymığı çıkarır önemsiz olduğunu anlarım. Ya da daha da derine yerleşir.
Dilara
Ferhat 
Ferhat kaplan ve
