You can find Oldest Baba-nın-Adları books, oldest Baba-nın-Adları quotes and quotes, oldest Baba-nın-Adları authors, oldest Baba-nın-Adları reviews and reviews on 1000Kitap.
Agalma, öznenin, arzusunun hedeflediğini sandığı ve nesneyi arzusunun nedeni ile karıştırmayı son raddesine kadar götürdüğü nesnedir. Alkibiades’in çılgınlığı işte budur. Sokrates’in ona yaptığı gönderme buradan kaynaklanır: Ruhunla meşgul ol [Alkibiades, 132 c,] yani bunun anlamı: Bil ki senin ardından koştuğun, Platonun daha sonra ruhunu dönüştüreceği şeyden, yani imgenden başka bir şey değil. Bu nesnenin hedef olarak değil ölümün nedeni olarak işlev gördüğünü anla, onun yasını tut. O zaman kendi arzunun yollarını tanıyacaksın.
Düş bir muammadır deyişi bana değil Freud’a ait. Semptoma gelince, onun da bir dil gibi yapılanmış ve örgütlenmiş bir
şeyi ifade ettiği gerçeği, aralarından en basit olan semptomdan hareket edersek, her zaman cinsel bir etkinliğe eşdeğer -ama asla tek anlamlı bir eşdeğer olmayan- bir şey sağlayan histerik semptom dolayısıyla yeterince açıktır. Tersine, semptom her zaman çok anlamlıdır, üst üste binmiştir, aşırı belirlenmiştir ve
kısacası, tam olarak imgelerin düşlerde inşa edildiği gibi inşa edilmiştir. Burada simgelerin bir araya gelmesi üst üste binmesi söz konusudur, bu ise tonu, yapısı, cinasları, ritimleri, tınısı ayrı ayrı önemli olan şiirsel bir cümle kadar karmaşıktır. Her şey değişik düzeylerde vuku bulur ve dilin düzenini ve düzlemini andırır.
Özne hakiki anlamda insani bir ilişkiye bağlandığında/girdiğinde (engager) işe karışan simgesel söz konusu olur olmaz;
bir istiyorum ya da bir seni seviyorum ile ben düzeyinde ifade edilen öznenin bir taahhüdü söz konusu olur olmaz, her zaman sorunlu bir şey vardır. Zaman unsuru göz önüne alınması gereken çok önemli bir şeydir ve simgesel olan ile imgesel olanın ilişkisi meselesine koşut olarak ele alınması gereken bir
dizi problem ortaya koyar. İnsani eylemin zamansal kuruluşu meselesi simgesel ile imgesel arasındaki ilişki meselesinden
ayrılmazdır
Açıktır ki Başka, Başka’nın yerinde, onun sesiyle de olsa, konuşan özneyle bir tutulamaz. Başka, eğer dediğim şeyse,yani o’nun konuştuğu yerse, yalnızca tek tür bir problem ortaya koyar, sorudan önce özne problemi.
Agalma, öznenin, arzusunun hedeflediğini sandığı ve nesneyi arzusunun nedeni ile karıştırmayı son raddesine kadar
götürdüğü nesnedir. Alkibiades’in çılgınlığı işte budur. Sokrates’in ona yaptığı gönderme buradan kaynaklanır: Ruhunla
meşgul ol [Alkibiades, 132 c,] yani bunun anlamı: Bil ki senin ardından koştuğun, Platonun daha sonra ruhunu dönüştüreceği
şeyden, yani imgenden başka bir şey değil Bu nesnenin hedef olarak değil ölümün nedeni olarak işlev gördüğünü anla, onun yasım tut. O zaman kendi arzunun yollarını tanıyacaksın. Zira, ben,hiçbir şey bilmeyen Sokrates'in bildiği tek şey, Erosun işlevidir.