Bu arada dışarda kar fena bastırdı. Yol bembeyaz oldu. Arabalar çok önemli bir şey düşünüyormuş gibi ağır ağır ilerliyorlar; kar hemen izlerini örtüyor. Kalorifer ateş gibi yanıyor, ama ona rağmen bir üşüme, bir korku, bir titreme.
O sırada okuduğu kitabı gördüm.Nabakov'un en sevdiğim romanı: Karanlıkta Kahkaha. Tüm iyi edebiyat okurlarıyla kendimi uzaktan akraba gibi hissettiğim için anlatmaya başladım.
Ceptelefonumu aldıkları için dünyayla iletişimimin kesilmesi bir yana, zamanı da bilemiyorum. Ben de birçokları gibi telefonu saat niyetine kullanıyordum. Oysa saatin yeri çok başkadır. Değil mi sevgili Tanpınar...