Hepimizin çocukluğu kendine özgü ve hepimiz çocukluğumuzda kimi sorunlar yaşadık. Ama bugün bu kitapla şu noktaya değinmek istiyorum:
Kaçımız babamızla hoş sohbetler edip, babamızla oyunlar oynadık. Evladını sevmeyen hiçbir baba yoktur evet; peki kaç baba evladıyla işten geldikten sonra çocuklaştı?
Hayatımız hiç kolay olmayabilir. Ekonomik sıkıntılar çekiyor olabiliriz. Ancak bir çocuk bunları hiç bilmez ve düşünmez. Onun düşündüğü tek şey akşam babasının eve geldiğinde onunla oyun oynaması, ona sarılması, onu öpmesi.
Çocuklarla çalıştığım günden beri gördüğüm tek şey neredeyse babası tarafından ya çok az ilgi görmüş ya da tamamen ilgisiz kalmış çocuklar..
Şimdi bu kitap ile tüm babalara ve çocuk sahibi olmak isteyen baba adaylarına sesleniyorum:
İstediğiniz kadar evi oyuncakla doldurun, istediğiniz kadar çocuğunuza şeker, çikolata alın; eğer işten eve geldiğinizde çocuğunuzun heyecanlı bakışları ile anlatacaklarını dinlemeyecekseniz, çocuğunuzla çocuk olup eğlenemeyecekseniz çocuk sahibi olmayın!
Çünkü bir çocuk anne sevgisi, ilgisi kadar baba sevgisi ve ilgisine de ihtiyaç duyar. Bu ilgiyi çocuklarınıza vermezseniz eğer bir ömür boyu çocuğunuzun içinde bu kalır ve ileride bu ilgisizliğin geri dönüşü olmaz.
Lütfen baba olarak çocuklarınızla ilgilenin. Çocukların içinde kopan fırtınayı bilebilseniz eğer hiç yanlarından ayrılmaz, daima etrafında pervane olurdunuz
Kitabı okumanızı ve içerdiği derin anlamı anlamanızı ümit ediyorum.