"Baba nasıl bir sözcükse sihirli; yokluğu, yapayalnızlığıdır, ezikliğidir çocukluğumuzun, Sevgisi ise, güneşi;
içimiz ısınır onları hatırladıkça
oysa ne babalar gördüm yoktular yaşadıkça.."
"Babamızın şarap, tütün, ter, tezek
ya da sabun kokusu tütse de teninde,
oyuncağa, sevgiye, servete batmış
yumurcaklar da olsak
üzgün, yoksul ve ürkek de geçse çocukluğumuz,
Baba, başımız üstündeki sağlam damdır,
muhkem bir kaledir belleğimizde..."
"Bundan mı sizin başka kıymet bilişiniz,
vatanı evlat gibi sevişiniz?
Siz mi başkaydınız Cumhuriyet'in ilk kuşağı,
genç öğretmenleri, mühendisleri,cim savcıları
yoksa biz mi yanlış anladık sizi biz mi saptırdık değerlerimizi?.."
"Bana insanlığın özünü yurt sevgisini, Atatürk'ümü kutsal bir kitap gibi öğreten babam, yetmiş gündür baş ucunda oturuyorum avuçlarımda sımsıkı ellerini tutuyorum
bana da bir şeyler aksın diye tarifsiz güzelliğinden, acıları, hasretleri paylaşmak için cefalı ömrünün resimlerinden..."
"Güzel yüzünü seyrediyorum, baba
Okunmuyor düzgün hatlarında
Ölüm döşeğinde yatarken bile
Seksen yıllık ömrünün yorgunlukları
Gülümser gibi dudaklarında ancak
Yılların gönül ve düş kırıklıkları..."