Sınıf öğretmeniydim ben ve bende hep ayrı yeri olan o sınıfta bir seçkin öğrenci idi O. O bir köy çocuğuydu, köy şartlarının sınırlayamadığı bir iç dünyası olan. Köyü, köyünü seviyordu. Şehrin yanıltıcı parıltısına kanıyor değildi asla. O, bilerek yaşamaya inanıyordu. Okula gidecekti, okuyacaktı, kalem ve kâğıdın dünyasında bir hayat kuracaktı. Duaları kabul olmuştu da, kuşlar O'nu uçurup köyden şehre, bir tahta sıraya kondurmuşlardı. Yaşının üstünde denilecek bir vakur duruşu vardı. Düzenliydi, bir o kadar da gayretli. Gözlerinde başarılarla nakışlanmış bir geleceğin hırsı ve ışığı. Zaman beni yanıltmadı. İşte şimdi imzaladığın kitap için şu satırları karalarken ben de bir öğretmenin olmaktan onur duyuyorum. Tebrik ediyorum Bedriye, sağlıklı, huzurlu ve de bereketli uzun ömürler diliyorum.
Ömer KELLECİ
Bedriye Aktaş, bakış ısssız zamanlara açılır. Akışı bir damla su olur, sızar toprağa. Bir dağ, olur, düşer ana rahmine düşlere. Telaşsız tutuksuz, zamansız zamanlara Avuç avuç gök yerleştirir, dalga dalga denizleri devirir Kör duvarlarda körleşen gözlere gülünç portreler dokur. Bir güvercini kanadından öper. Güvercin kanadından açar bahar çiçekleri. Dağ kokan esmer elleriyle dokunur avuçlara. Ve gözlerini burada açar. Peki ya bizler! Onun eşsiz öyküleriyle kaparız gözlerimizi yeni düşlere...
Özge ATASOY