Babaya mektupta Kafka'nın babasıyla olan sessiz savaşını okuyoruz. Otoriter ve bir bakımdan acımasız bir babaya sahip olan Kafka, küçüklüğünden itibaren babasının aşağılamalarına, küçümsemelerine, alaycı bakışlarına ve tehditlerine maruz kalıyor. Öylesine korkuyor ki babasından, mektubunda bile bazı şeyleri açıkça yazamıyor. Her şeyin babasının yetiştirme tarzının sonucu olduğunu ve yetişkin halinde bile yarattığı sonuçlardan kurtulamadığını görüyoruz. Sırf babasının yetiştirme tarzı yüzünden evlilikten uzak olduğunu anlatıyor. Bu bana tıpkı Müslüm Gürses'in babasına benzemekten, onun gibi bir "baba" olmaktan korktuğu için çocuk istememesini hatırlattı.
Yasakladığı her şeyi kendisinin yapması, konuşmak ya da hakkını savunmak istediğinde susturulması, yaptığı hiçbir işin beğenmeyip benimsediği fikirleri de sırf Kafka'nın olduğu için karşıt olması ya da aynı görüşteyse vazgeçmesi Kafka'nın kişiliğinde kırılganlık, çaresizlik, güvensizlik ve konuşmasında kekemelik ortaya çıkarıyor.
Okurken bunun gerçek bir hayat hikayesi olduğunu her hatırladığımda içimde bir burukluk ve acı hissettim. Ayrıca geri dönüp kendi baba- kız ilişkimi sorguladım tıpkı sizin de okurken yapacağınız gibi. Okuduktan sonra Kafka' yı ve ruh halini daha iyi anlayacağınız bir eser.