"Sultanım," dedi irla, "dünyanın bir ucundan öbürüne her yerde böyledir genç erkekler: Gökten inmiş bir güzele de aşık
olsalar, bir zaman gelir, meyhane garsonu bir kızla bile ihanet edebilirler ona."
"Anka kuşu,"Aslında yeniden diriliş,dünyadaki en basit şeydir, hanımefendi" diye karşılık verdi. "İki kere doğmak bir kez doğmaktan daha şaşırtıcı değildir. Bu dünyadaki her şey dirilişi yaşamaktadır.Tırtıllar yeniden doğup kelebeklere dönüşür, toprağa ekilen çekirdek ağaç olarak yeniden canlanır, toprağa gömülen tüm hayvanlar ot ve bitki hâlinde
yeniden hayat bulur; kısa sürede diğer hayvanların özünün bir parçası hâline gelerek onları beslerler.Bedenleri oluşturan tüm parçacıklar, farklı varlıklara dönüşür."
"Başka ülkelerde, insanların ancak ahmak olmak
koşuluyla yönetilebileceğine inanılırken, bu
ülkelerde insanlar akıllarını başlarına toplamaya
cüret edebilmişlerdir."
İki dürüst insanın belki de bir saatten daha kısa
bir sürede çözebilecekleri anlaşmazlıktan dolayı
hükümdarların kendi keyifleri uğruna savaşa
zorladıkları askerlerin kurban edilmesinden derin
üzüntü duydular.
Artık ne gerçek sanat kalmıştı ortada ne gerçek
deha; yetenek, geçmiş yüzyılın yetenekleri üzerinde
yerli yersiz yargılarda bulunmaktan ibaretti. Bir
meyhanenin duvarlarına resim çiziktiren kötü bir
ressam, büyük ressamların tablolarını bilgiç bilgiç
eleştiriyor, birkaç satır yazı karalayanlar büyük
yazarların yapıtlarını yerin dibine batırıyorlardı.
Cehaletin ve zevksizliğin kiralık kalemleri de vardı;
farklı adlar taşıyan yüzlerce kitapta hep aynı şeyleri yazıyorlardı.