Bir Jinekoloğun Gözünden

Bacak Arasından Türkiye

Feraye Sünev Çokgürses

Bacak Arasından Türkiye Gönderileri

Bacak Arasından Türkiye kitaplarını, Bacak Arasından Türkiye sözleri ve alıntılarını, Bacak Arasından Türkiye yazarlarını, Bacak Arasından Türkiye yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bir kadına öğüt verecek olsaydınız bu ne olırdu?" "Sev." "Bir genç kıza?" "Sev." "Ya bir çocuğa?" "Sev." "Tanrı'ya inanır mısınız?" "Evet, çünkü aşka inanırım."
kadınları iyi tanırım. Kadın naiftir. Kadın merhametlidir. Kadın inanılmaz özverilidir ve en önemlisi de, tüm kadınlar iffetlidir.
Reklam
Bir kötü yanımızsa okumayı pek sevmiyor oluşumuz; televizyonun delisiyiz, internetin başından kalkmıyoruz. Diziler deseniz hastasıyız! Ama asla kitap okumuyoruz. TÜİK 2014 yılı verilerine göre günde altı saat televizyon izleyip, üç saat internet kullanırken kitap okumaya sadece bir dakika Zaman ayırdığımız ortaya çıktı. Türkiye'nin kitap okumada dünya ülkeleri arasında sırası ise seksen altıncılık.
Dr. Göksel Kalaycı-11 Kasım 2005 Altmış altı yaşındaydı. Önce genel cerrahi, sonra göğüs cerrahisi ihtisası yapmış, profesör olmuştu. Ameliyat ettiği hastası, "Ben ölürsem sen de öleceksin!" diye tehdit etti. Hastanın yakını tarafından, yıllarını verdiği İstanbul Tıp Fakültesi'nin bahçesinde vuruldu. 11 Kasım 2005 günü hayatını kaybetti. Düşünsenize, hocam akciğer nakilleri yapıyor. Bu işte son derece başarılı. Öldürüldüğü yerde on boş kovan bulunuyor, katil yedisini tutturmuş. Yine hasta yakını, kine bakın! Doktorun, aynı zamanda cinayetten birkaç saat önce akciğer kanserinden ölen bir hastanın yakınları tarafından tartaklandığı öğreniliyor. Bu olay üzerine Kalaycı tehlikeyi sezmiş olacak ki, asistanına, "İkimizi de öldürecekler," diyor ve karakola giderek ihbarda bulunuyor. Ancak güvenliği sağlanamadan, daha karakol dönüşü vuruluyor.
Sayfa 187Kitabı okudu
Öz baba Adana. 42 yaşındaki adam dört çocuk babası. İki kızına cinsel tacizde bulunuyor. 14 ve 15 yaşındaki kızlardan büyüğü bir süre sonra ortadan kayboluyor. Küçük olanın şikayeti üzerine iş yargıya intikal ediyor ve köyün yakınlarında, yakıldıktan sonra tarlaya gömülen kız çocuğu cesedinin o kıza ait olduğu anlaşılıyor. Düşünün ki adam öz evladını, sapıklığını giderdikten sonra öldürüyor, yakıyor ve gömüyor.
Karaköy'den İstiklal Caddesi'ne çıkan hatırı sayılır yokuş "Yüksek Kaldırım" ve komşu sokak "Zürafa Sokağı". 1920'lerin bileği bükülmez, bela çıkarmaya namzet, ensesi kalın, fesli yelekli bitirimlerinin mesken edindiği sokaklarmış bunlar. Bu posbıyıklı müşterilerin birçoğu işveli, cilveli, feraceli aşüfteleri koruma altına alan serdengeçtilermiş. Fedailik ve sattığı kadını tekelinde tutma işte ta o günlerde başlamış.
Reklam
677 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.