Baharistan

Molla Câmî

About Baharistan

Baharistan subject, statistics, prices and more here.

About

Baharistan, 15. yüzyılın büyük bilgin ve mutasavvıfı Molla Camî’nin Salaman ve Absal, Nefahatü’l- Üns’le birlikte büyük küçük 99 eseri arasında ülkemizde en çok tanınan eseridir. Kitabın şöhreti daha Molla Camî’nin yaşadığı yıllarda İran ve Hindistan sınırlarını aşmış, İstanbul’a kadar ulaşmıştır. Feridun Bey’in Münşeat’ında Camî ile Fatih Sultan Mehmed’in oğlu İkinci Bayezid’in birbirlerine yazdıkları mektuplar bulunmaktadır. Camî’nin en değerli eserlerini sanatın hamisi olarak tarihe adını yazdıran Hüseyin Baykara döneminde vermiştir. Baharistan da bu Türk sultanına armağan edilen eserlerdendir. Her ne kadar Baharistan’ını Sadî’nin Gülistan’ına kıyaslasa da Molla Camî. Sadî’nin realizmi karşısında mistisizmi temsil eder. Babürşah. Babürname’sinde onun için "Ona kendi asrında zahiri ve manevi bilgilerde yetişen olmamıştır" diyerek sanatı kadar ilminin derinliğine ve manevi cephesine dikkati çeker. İran’da neş’et etmiş olmasına rağmen Buharalı Bahaüddin Nakşibend’in müritleri tarafından yayılan Nakşî tarikatine girmiş ve ehl-i sünnet mezhebine meyil göstermiştir. Muhyiddin-i Arabî ve Mevlana Celaleddin’e son derece bağlıdır. Baharistan sekiz bahçe olarak düzenlenmiş. Şark’ta sözün söyleniş gayesi olan "hikmet" esası üzerine oturtulmuştur. Gayesi, Allah’ı tanıma ve bilme yolunda nasihat vermektir. Kibrin kötülüğünden cömertliğin erdemine kadar Peygamber ahlakına ait temel unsurlar masal-hakikatler içerisinde dile getirilir. Tasavvuf ehlinin üzerinde konuşup düşündüğü en temel konu "derviş ve aşk" anlatılırken incelik ve derinliğe ait bütün sınırlar zorlanır. Baharistan, Sadık Yalsızuçanlar’ın hikaye-şiir hamulesi. daha önce kendini aşk ve şark klasiklerine karşı sınamış başarılı üslubuyla Timaş Yayınları tarafından yeniden neşredildi. Nükte ve mazmunların tercüme sakilliğinde kaynayıp gittiği. hele bilgeliğin ne denildiği anlaşılmayan cümleler arasında eridiği Şark Klasikleri arasında farkını ortaya koyabiliyor Yalsızuçanlar çalışması.
Author:
Molla Câmî
Molla Câmî
Estimated Reading Time: 5 hrs. 40 min.Page Number: 200Publication Date: 2002First Publication Date: 1487Publisher: Timaş Yayınları
ISBN: 9789753626315Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Book Statistics

Reader Profile of the Book

Kadın% 45.3
Erkek% 54.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

About the Author

Molla Câmî
Molla CâmîYazar · 19 books
Nuruddin Abdurrahman b. Nizamiddin Ahmed b. Muhammed el-Cami. 23 şaban 817' de (7 Kasım 1414) Horasan'ın Cam şehrinin Harcird kasabasında doğdu. Daha çok Molla Cami unvanıyla tanınır. Birinci divanının mukaddimesinde Câm şehrine nisbetle ve Ahmed-i Namekiyi Cami'nin (ö. 536/ 1141) hatırasına saygısının bir ifadesi olarak Câmi mahlasını aldığını söyler. İsfahan'dan Horasan'a göç eden dedesi Şemseddin Muhammed, burada İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybani (ö. 189/ 805) neslinden gelen birinin kızıyla evlenmiş, bu evlilikten babası Nizameddin Ahmed dünyaya gelmiştir. Câmi ilk tahsiline babasının yanında başladı. Babası Herat'a gidip Nizamiye Medresesi'ne müderris olunca (823/ 1420) öğrenimini orada sürdürdü. Devrinin meşhur âlimlerinden Mevlana Cüneyd-i Usûli'den Arap dili ve edebiyatının temel eserlerini okudu. Ardından Seyyid Şerif el-Cürcani'nin öğrencisi Ali es-Semerkandi ile Teftazani'nin öğrencisi Şehabeddin Muhammed el-Cacermi gibi ünlü bilginlerin derslerine devam etti. Daha sonra Uluğ Bey zamanında büyük bir ilim merkezi haline gelen Semerkant'a giderek orada dokuz yıl kaldı. Uluğ Bey Medresesi'nde Bursalı Kadızade-i Rümi'den (ö. 841/1437) riyaziyyat dersleri aldı. Bu arada Mevlana Fethullah-ı Tebrizi'nin derslerinden de faydalandı. Keskin zekâsı, yeteneği, ilmi meseleleri anlatma gücü ve görüşünü çok açık olarak ortaya koyabilme kabiliyeti sayesinde herkesin hayranlığını kazandı. Kâşifi, Reşahat'ta Câmi'nin tahsiliyle ilgili hayret verici hatıralar nakleder. Ünlü astronomi ve matematik âlimi Ali Kuşçu Herat'a gittiğinde Câmi'ye astronomiyle ilgili zor sorular sormuş, cevabını hemen alınca hayranlığını gizleyememiş, onunla riyazi meseleler üzerinde çalışmalar yapmış ve kendisini takdir etmişti. Genç yaşta döneminin bütün ilimlerine vakıf olmasına rağmen bu ilimler Câmi'yi tatmin etmedi. Semerkant dönüşünde Nakşibendî şeyhlerinden Sa'deddin-i Kaşgari'ye intisap etti. Onun vefatından sonra (860/ 1456) halefi Hace Ubeydullah Ahrar'a bağlandı. Ubeydullah ile birkaç defa görüştü. Ayrıca mektuplaşmak suretiyle kendisiyle devamlı temasta bulundu. Manzum ve mensur eserlerinin çeşitli yerlerinde onu her fırsatta öven Câmi ölümünde de (895/1490) uzunca bir mersiye kaleme aldı. Ubeydullah Ahrar'ın Câmi üzerindeki tesirinin diğer Nakşi şeyhlerinden daha fazla olduğunda şüphe yoktur. Câmi 877'de (1472) hacca gitmek için Herat'tan ayrıldı. Bu yolculuk sırasında Bağdat'ta iken bazı Şiiler Silsiletü'z-zeheb mesnevisinin Ehl-i beyt sevgisiyle ilgili bölümünü tahrif ederek Câmi'nin aleyhinde kullanmak istedilerse de Câmi Ehl-i beyti sevmenin Kur'an'ın emri olduğunu söyledi ve Silsiletü'z-zeheb'in Ehl-i beyt'le ilgili bölümlerini okuyarak muarızlarını susturdu, orada bulunan alimlerin takdirini kazandı. Hac dönüşünde Tebrize gitti. Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'ın Tebriz'de kalmasını istemesine rağmen oradan ayrıldı. 18 Şaban 878 (8 Ocak 1474) tarihinde Herat'a döndü. Burada Sultan Hüseyin Baykara'nın kendisi için yaptırdığı medresede Arap dili ve edebiyatı, hadis ve tefsir dersleri okuttu. 18 Muharrem 898 (9 Kasım 1492) cuma günü Herat'ta vefat etti. Cenazesi, başta Hüseyin Baykara ve Ali Şir Nevai olmak üzere devrin bütün ileri gelenlerinin iştirakiyle kaldırıldı, şeyhi Sa'deddin-i Kaşgari'nin kabrinin yanına defnedildi.