Dikkat edin, dünya sadece uyuyan kimsenin gördüğü rüya gibidir. Devamlı olmayan bir hayatın hayrı nedir? Düşün; dün elde ettiğin bir lezzeti tadıp bitirdiğinde elinde ne kalıyor? Bu durumda sen sadece bir rüya görmüş kimse gibi değil misin?
Geceyi karanlıkta geçirmem, Gecenin yıldızlarının yok olmadığını da iddia etmem.Gecem, sevenlerin istediği gibidir. Eğer sevgilim benim ziyaret etmezse gecem uzar; beni ziyaret ettiğinde ise kısalır.
Kısaca, güzellik ve genişlik içinde geçen bütün vakitler kısadır; sıkıntı ve zorluk içinde geçen bütün vakitler ise uzundur.
Kuşeyrî sonra demiştir ki: “Bir adamı tanımak istediğinde, onun başına acı durumlar geldiğinde ne yaptığına bak! İnsanın başına gelen olaylar karşısında halinin değişmesi, onda nefsanî vasıfların bir şekilde kaldığının alametidir.”
Kalbin katılaşması, şehvetlere tâbi olmaktan ileri gelir. Şehvetle kalp safiyeti bir arada bulunmaz. Kalbin katılaşmasının sonucu, onun Rabb’ini murakabeden uzaklaşmasıdır. Denilmiştir ki: Kalp katılığının başlangıcı, kötü düşüncedir. Kul onu kalbinden gidermezse, kötü fikre dönüşür. Kötü fikri kalbinden çıkarmazsa, azimete (kesin karara) dönüşür. Kul, kötülük yapma kararını kalbinden gidermezse, ilâhî emre muhalefete döner. Kul bu hali kalbinden silip atmazsa, kalbi katılaşır, sonra üzerine mühür vurulur, kalp tamamen kapanır.”631 İşte o zaman kalbe, vaaz ve uyarı fayda vermez.