Hafif Türk Pop Tarihi

Bak Bir Varmış Bir Yokmuş

Naim Dilmener

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Türk popunun ilk sponsor’luk macerası Coca Cola ile başlar. Coca Cola, 1968 yılında yapılan Topkapı Müzik Festivali’ne destek verir ve bunun karşılığında da, ana yarışma ile birlikte, bir de cıngıl yarışması düzenlenmesini ister. Emir yüksek yerden gelir, üstelik de ilk emirdir. Her şey ayarlanır, yarışılır edilir ve Selçuk Alagöz, Günnur Perin ve Kadri Ünalan ilk üçe kalır. İpi Selçuk Alagöz göğüsler; Kadri Ünalan ikinci, Günnur Perin ise üçüncü olmuştur. Ama en akılda kalan melodi Günnur Perin’inkidir. Diskotek dergisine göre, “Açıkhava’dan ayrılan dinleyicilerin dilinde hep bu melodi vardı…” Selçuk Alagöz, birincilikten aldığı parayı afiyetle yemeye başlamışken, Ülkü Aker’in gönderttiği mahkeme celbi ile karşılaşır. Cıngıl’ın sözlerini yazan Ülkü Aker, yarışma öncesi ödülün %25’ini alması hususunda mutabık kalındığını söylemekte ve Selçuk Alagöz’ü bütün parayı kendisine saklamakla suçlamaktadır. Ülkü Aker’in “temennisi” barışmalarıdır ama, “bazı kişiler Selçuk ve Rana’ya menfi tesir ederek” onları etkilemiştir. Böylelikle ilk sponsor maceramız mahkemede biter.
Sayfa 114Kitabı okudu
Devletin Kültürel Hegemonyası İçin Nice Sanatçılar Harcandı
27 Mayıs ve 12 Mart darbeleri, faşizmlerini “siyaset” ile sınırlamayı becerdiler. Popüler kültüre müdaheleyi (en azından görünürde) düşünemediler. Evren ve şürekası ise öyle değildi. Onların karışmadığı alan hatta nokta kalmadı. Hayata düşmanlardı ve bu da müzik dahil, her şeyi etkiledi.
Reklam
Bu işler de böyleydi demek ki; şarkıyı ilk sizin bulmuş, sizin söylemiş olmanız her şeyin yolunda gideceği anlamına gelmiyordu, sizin plak olduğu yerde tozlanırken, aynı şarkı ile bir başkası listelerin tepesine kurulabiliyordu. 'Pop', biraz da bu demekti ve tek başına şarkının iyi ya da sağlam olması, çoğu kere, hiçbir işe yaramıyordu.
Sayfa 101Kitabı okudu
12 Eylül Askeri Darbesinin başında olan Evren ve şürekasının karışmadığı alan hatta nokta kalmadı. Hayata düşmanlardı ve bu da müzik dahil, her şeyi etkiledi.
Kral TV’nin yayına girmiş olması, uzun vadede Türk popunun önüne çok ağır iki fatura çıkaracaktır. Bu ağır faturalardan birincisi, artık genç ve güzel ya da yakışıklı olmayanlara, bu piyasada kolay kolay hayat hakkı tanınmayacak oluşudur. Zaman içinde, işin “görsel” yanı müziğin önüne geçecek ve olmaz sanılan şey olacaktır. Artık “ses” olmadan şarkıcı olunabilecek ama “gençlik - güzellik" olmadan asla kapılardan içeri girilemeyecektir. İkinci fatura da en az bunun kadar ağırdır. Kral TV’nin varlığı nedeniyle, müzik piyasamız “klip” tuzağına mecburen düşecek ve kendini kilitleyecektir. İşin başında, her şey oldukça keyifli ve güzeldir. Şarkılara klipler çekilmekte, bu klipler televizyonda dönmekte ve klipler döndükçe de albümler satılmaktadır. Ancak her şey bu kadar basit devam edemeyecektir. Bir süre sonra bu kanal, kliplerini televizyon vasıtası ile herkese göstermek isteyenlerin önünde bir “tarife” ile çıkacak ve tarifeye uymayanların gönderdiği klipler çöp sepetini boylayacaktır.
Sayfa 366Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.