Balan Dağı Hikâyesi

Uğurcan Kaya
2/10
2 Kişi
4
Okunma
Beğeni
492
Görüntülenme
Bir şey daha var. Buralarda geçirdiği ilk zamanlarda öğleüstleri gevşemesi hiç kolay olmuyordu. Vücudu hantallaşmış durumdaydı ve bilinçli doğallığını kaybetmek üzereydi. Böyle durumlarda genellikle sonsuz bir rıhtımda yürüdüğünü görümsüyordu. Bazen de bir zebranın sırtında yürüyordu. Ölümcül bir gribe yakalandığını; dahası ciğerlerinin nefessizlikten altüst olduğunu düşünmeden edemiyordu. Zavallı. Bakışlarında beliren ölgün güç gerçek anlamda korkudan besleniyordu. Nesnelere, olana bitene baktıkça gözlerinin akı kendisinden bağımsız başka bir hâl, neredeyse dışarı fırlayacak gibiydi. O ân bu hastalıktan sıyrılıp canlanmayı ne kadar arzuladığını bilemezsiniz. Altın bir döneme yuvarlanıp gitmek istediğini… Dora Maar’ı, Picasso’nun saplantılı tutkusundan nasıl kurtarmak istediğini, onunla Paris’te -delicesine- nasıl sevişmek istediğini bilemezsiniz. Ve çok yalnız kalmamalıydı. Hayhuylu, serbest, endişesiz, tüm bedeniyle limitsiz bir cesarete ihtiyacı vardı. Tarihin belli bir ânında, belirli bir yerinde; doğada, düşünüş turlarıyla ortalığı yıkması gerekiyordu. Yıktı. Yavaş yavaş çiroz kokan nemli makaron tütünleri bırakarak dolgusu çekici, kaliteli bir pipo edindi. Düzensiz çalışmalarını düzenli bir manzaraya dönüştürmekte ısrarcıydı. Böylece benliğini kaplayan büyü hızla kabarmaya başlamıştı. Kanından vanilya ırmağı akarken sıcak kahvesini dudaklarına dolduruyor, mensur şiirler karalıyordu. Dupduru bir güzellikle belki yarım gün… Yaşlı kavakların yaşlı esintisiyle beraber yaşlandığında bağışlıyordu korkaklığı. Nasıl söylesem, tepesinde o insanca tuhaf hâlesiyle ona dokunup onu selamlıyordu: “Selam sana evrensel orospum, selam sevgili varlığım!”
Yazar:
Uğurcan Kaya
Uğurcan Kaya
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 22 dk.Sayfa Sayısı: 48Basım Tarihi: 1 Mayıs 2019Yayınevi: Ateş Yayınları
ISBN: 9786056931758Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
48 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Balan Dağı Hikayesi - 48 s. Sahi, insan ne için yaşar? Birbirini taklit eden günlerden siz de sıkılmadınız mı? Koca koca şehirlere hapsolmuş insanlarız hepimiz. Devasa alanlar, yüksek binalar, uçsuz bucaksız yollar sarmış dört yanımızı. Üstümüze de yok övmekte metropol hayatın bize sunduğu fırsatları (önsözden). Selamm @ugurrcankaya 'nın kaleminden #balandağıhikayesi ile geldim bugün. Yazarın okuduğum ilk kitabı. Yazarımız kitabı yazarken hikayenin arasında bir iki cümle sizinle de konuşuyor ( Burayı tam anlatamadım. Örnek vermek istiyorum . "Şimdi koyu bir sıcaklıkta ve hatta pekala tembel bir hikayeleme ile sürdürelim."). Bu da hikayeyi sizinle beraber oluşturuyormuş gibi bir izlenim veriyor okuyucuya. Hikaye bir bütün olarak yazılmamış ve kısa kısa bölünmüş. Bölüm aralarında da çizimler var. Kitabın sonuna kadar hiç bölünmeden yazılsa da güzel olabilirdi gibi geldi bana. Balan Dağı ince bir kitap ama vermek istediği mesajı anlayan için oldukça doyurucu. Yusuf 5 yıl önce Balan Dağı'na gelmiş ve orada yaşayan Gork ile beraber hayatına devam etmekte olan karakterimiz. Siz de büyük şehirlere sıkıştıysanız Balan Dağı ile biraz da olsa nefes alabilirsiniz Tatmadım ben o şehirleri. Neyin sanatını, neyin felsefesini anlayacağım. Kıvranıyorum ben. Sahte araçlarla anlık sonuçlara ulaşmak falan... Artık her şey o kadar hastalanmış ki ne kadar kaçmak istenirse istensin, en fazla sabah ışığına karşı gözler kırpıştırılır.
Balan Dağı Hikâyesi
Balan Dağı HikâyesiUğurcan Kaya · Ateş Yayınları · 20194 okunma
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.