Mesnevilik ve bu ruhu anlatan kitapları çok severim. Daha önce okuduğum bazı eserler vardı, ruhuma iyi gelen. Bu kitap beni o derece tatmin etmemiş olsa da, özünde böyle bir hikaye.
Kitapta Tarık isimli başarılı bir mimarın arayışını okuyoruz. Hani bazen herşeyiniz olur ama aradığınız başka bir şeydir, bir boşluk olur ya içinizde. İşte Tarık da hayatının böyle bir döneminde oturduğu kahvede İhsan ile tanışıyor. Herkesin baba diye seslendiği bu adamdan kafasındaki soru işaretlerinin cevabını bulmya çalışıyor.
Kitapla ilgili en önemli eleştirim şu, bir yere varamamış olmak. Yani fikir çok güzel ama Tarık tam olarak ne arıyor, hayatındaki eksiklikler neler? İhsan baba nasıl biri ve nasıl böyle meczup bir insan olmuş? Bu noktalar biraz daha netleşirse daha keyifli olabilirdi.
Şunu da belirtmek isterim ki yazarın dili oldukça akıcı, anlatımı kesinlikle sıkmıyor.