Ve konuşuyorum, konuşuyorum ve anlattıkça anlatıyorum, hem de ne anlatıyorum.
Ve gece konuşuyorum.
Ve sabah konuşuyorum.
Ve öğleden sonra konuşuyorum.
Öyle konuşuyorum ki sesim kısılıyor
Sonra toparlanıyor ve kendi kendime şöyle diyorum: ''Kaçıp kurtulana kadar kaç kere başarısızlığa uğradın? Yedi sekiz kere, değil mi ? Eh, hayat da böyle. Bir bankoyu kaybeder, ötekini kazanırsın! Gerçekten sevilirse hayat budur!''
Siz yaşamak için yaşamaya koyulacak yetenekten bile yoksunsunuz. Hayat aynı ideolojiye sahip olmayan insanlar arasında sonu gelmez savaşlardan mı oluşmalıdır sadece?