İnsanların kötü olmalarına dayanamıyordum. Oyun oynamalarına. Kendimi onlardan korumak istiyordum ama kendi kalbim için kötü bir korumaydım. Oyunu oynamaktansa kaybetmeyi tercih ediyordum. Kötü olmaktansa yara almayı tercih ediyordum.
"Bence hiçbir şey kalıcı değil," dedi. "İyi ya da kötü. Yani bence asıl önemli olan, bir şeyin kalıcı olup olmayacağı hakkında endişeye kapılmak yerine, buradayken onun tadını çıkarmak."
Neyi desteklediğiniz hakkında hiçbir fikriniz yokken destekleyici olmak zordu. Karşınızdaki nerede olduğunu bilmenize izin vermiyorsa onun yanında olmanız zordu.
Kendimi öldürmek
istemekle alakam yoktu. Fakat insanın kendi hayatından bu denli
kopmuş hissetmesini anlayabiliyordum. Diger herkesle bağın çok
zayıf olmasını ve tamamen kopmak için tek bir hamlenin yetmesi
hissini anlayabiliyordum. Tutunmazsam kopardım. Kimsenin beni tutmadığını hissediyordum.