Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Başkalarının Acısına Bakmak

Susan Sontag

Başkalarının Acısına Bakmak Sözleri ve Alıntıları

Başkalarının Acısına Bakmak sözleri ve alıntılarını, Başkalarının Acısına Bakmak kitap alıntılarını, Başkalarının Acısına Bakmak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Hiç kimse aynı anda hem düşünüp hem de birine vuramaz."
İnsanların dehşet manzaralarına karşı daha az duyarlı hale gelmelerinin sebebi de bir savaşın -herhangi bir savaşın- böyle tepkilerle durdurulabileceğine inanılmamasıdır. Oysa şefkat zaten istikrarsız, gelgeç bir duygudur. Eyleme dönüştürülemezse, yok olup giden bir duygudur. Burada sorun, uyandırılmış, ayaklandırılmış duyguların, aktarılmış bilgilerin nasıl eyleme dönüştürüleceğidir.
Reklam
“Ancak gerçek bir dehşet görüntüsüne çok yakından bakmanın şok edici olduğu kadar utanç verici bir tarafının da bulunduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Herhalde acının en akıl almaz ve aşırı boyutlardaki görüntülerine gözlerini kırpmadan bakabilecek insanlar, sadece o acıyı hafifletmek için bir şeyler yapabilecek konumdaki (örneğin, fotoğrafın çekildiği askerî hastanedeki doktorlar) ya da o görüntüden bir şeyler öğrenmeye niyetli kişiler olabilirler. Onların dışında hepimiz -kendimize yüklediğimiz anlam ne olursa olsun- birer dikizciyiz.”
"Eskiden herkesi şok edip öfkeden kudurtan türde görüntüler selinde boğuldukça artık tepki gösterme yeteneğimizi kaybettiğimizi fark ediyoruz. Sınırlarına kadar zorlanan şefkat duygumuz giderek köreliyor."
Sayfa 110
"Niçin gazetelerde durmadan korkunç yangınlar ve şok edici cinayetlerle ilgili haberler okuyup duruyoruz?" "Çünkü 'fesatlık tutkusu', zulmetme tutkusu, insana sempati duygusu kadar doğal gelir."
Reklam
Ahlaksız davranışlarla her karşılaşışında sürekli serseme dönen, insanların başka insanlara karşı nasıl dehşet verici ölçüde zalimleşebileceğinin fiili kanıtlarıyla her yüz yüze gelişinde hayal kırıklığına uğramaya devam eden biri ahlaki ya da psikolojik açıdan yetişkinliğe ermemiştir. Oysa, belli bir yaştan sonra kimsenin bu türde bir masumiyete, yüzeyselliğe, bu derece cehalete ya da hafıza kaybına hakkı yoktur.
Ve ansızın gözlerimizin önüne gelir o kareler.
Hepimiz kendi zihnimizde, anında hatırlanmaya hazır yüzlerce fotoğraf biriktiririz.
Izleyiciye gelince bu karelerle karşılaşmış olanlar, fotoğrafın çekilişinin üstünden yıllar geçmiş olmasına rağmen -evet, bu yüzlere uzun uzun bakabilse de- onlardaki esrarın içyüzünü kavrayamaz ve böylesine bir ortak tanıklığın ne denli çirkin bir deneyim olduğunu akıllarına bile getirmez. Daha altüst edici olan durum, bu vesileyle, ölüme mahkûm edildiklerini bilen insanlara bakma fırsatının ortaya çıkmasıdır: 1975-1979 yılları arasında, Punom Pen'in kenar mahallelerinden Tuol Sleng'de eskiden lise olarak kullanılan, ya "entelektüel" ya da "karşıdevrimci" yaftası yapıştırılmış 14.000'i aşkın Kamboçyalının öldürüldüğü gizli bir hapishanede çekilen 6.000 fotoğrafın bulunması buna bir örnektir. Bu karelerden bir seçki olarak hazırlanan The Killing Fields adlı kitap on yıllar sonra, idam edilmeden önce kameraya (dolayısıyla bize) bakan o yüzlere tekrar bakmamızı sağlar. Içlerinde çok sayıda çocuk dahil olmak üzere, idam edilmeden önce sadece birkaç metre uzaklıktan, genellikle bedenlerinin üst yarısı kadraja sığacak şekilde fotoğrafları çekilen her yaştan Kamboçyalı erkek ve kadın sonsuza dek ölümün yüzüne bakmaya, sonsuza dek katledilmeye, sonsuza dek yanılmaya hapsolmuştur.
Simone Weil “Şiddet ona kulluk eden herkesi şeyleştirir” der. Şiddet ona bel bağlayan herkesi bir şehit ya da kahraman katına yükseltebilir.
Sayfa 22 - Can Yayınları. 1. Baskı. Ekim 2023. Çeviren: Osman Akınhay.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.