İslam Dergisi Başmakaleleri

Başmakaleler 1

Mahmud Esad Coşan

Başmakaleler 1 Posts

You can find Başmakaleler 1 books, Başmakaleler 1 quotes and quotes, Başmakaleler 1 authors, Başmakaleler 1 reviews and reviews on 1000Kitap.
Yıllar, Ramazanlar, tatiller, fırsatlar geçer gider de sen hâlâ ham, hâlâ bîhaber, hâlâ bîfaide kalırsan halin nereye varacak, huzûr-ı Rabbi'l-izzete ne yüzle çıkacaksın? "Ne yatarsın, göçdü gitdi kervân! Uyan ey yâreli şir-i jeyân bu hâb-ı gafletden."
Sayfa 94
Doğruyu anladıktan sonra bil ki İslâm ütopya veya faraziye, hayal veya nazariye değildir; İslâm hayat nizamıdır, aklın delili, kalbin cilası ve ruhun gıdasıdır. İlminle amil ol, öğrendiğin İslâm'ı yaşa, şahsi hayatındaki ikilikleri, tezatları kaldır, kendini rûhen ve bedenen, kalben ve ahlâken düzene sok! Her şeyin İslâm'ca olsun. Görünüşün, düşünüşün, davranışın, yaşayışın, tercihin, sevmen veya kızman, desteklemen veya engellemen, emrin veya nehyin, konuşman veya susman imani bir hakikate dayansın, ulvi bir gayeye yönelik olsun! Aktif ve enerjik müslüman ol!
Sayfa 94
Reklam
İslâm, âdemoğlunu esfel-i sâfilinden çıkarıp âlâ-yı illiyyine ulaştırmak, behimiyyetten kurtarıp insân-ı kâmil haline getirmek için gelmiştir. İçinde her türlü maddi ve mânevi, ferdi ve içtimai derde deva, her türtü rûhi ve bedeni hastalığa şifa vardır. Ama İslâm parçalanmaz bir bütündür; bir kısmı alınıp diğer bir kısmı konulursa müsbet sonuç alınmaz; gayr-i muntazam alınan ilaçların, bir uyulan bir bırakılan tedavilerin fayda vermediği, bilakis hastalığı müzminleştirdiği, mikroba direnç ve bağışıklık sağladığı gibi... Bugünün müslümanları ise çoğunlukla bu gerçekten bîhaberdir: Ya inanır ama tatbik etmez, ibadete yanaşmaz; ya İslâm'ın bir yönüne taassupla bağlanır, öbür yönlerini ihmal eder; ya müslümanım der ama Avrupa'nın, Rusya'nın, Amerika'nın sapık veya kâfir felsefelerini beğenir benimser; ya din konusundaki sathi bilgisine bakmadan, derin konulara, bilmediği meselelere dalar, sapar ve saptırır; ya Allah'ın rahmetine güvenir, azabına ve gazabına aldırmaz; ya dinin şekli tarafına özenir, özünü anlamını sezmez; ya kalıbını süsler, kalbini ihmal eder... hâsılı bir yanını eksik bırakır, Şairin dediği gibi: "İslâm'ın kendisinde hiçbir ayıp yoktur: Gördüğün her ayıp, bizim şahsî Müslümanlığımızdandır." Dört yandan mâmur bir müslüman görme hasretinden çatlar ölürsünüz. İslâm âleminin bugünkü perişanlığının ana sebebi budur. Dünyada çektiklerimiz ve âhirette çekeceklerimiz bu yüzdendir.
Sayfa 93
"Sevgili okuyucular":
...kötülüğü sözle tenkit yeterli değildir, fiili önlemlere ihtiyaç vardır; bal bal demekle ağız tatlı olmaz, iyi şeyleri temenni etmek yeterli değildir, pratik ve sonuç alıcı hamlelere girişmek, iyi çözümü her ne pahasına olursa olsun uygulamak şart olmaktadır. O halde sevgili okuyucular: 1. Müstehcen ve muzır neşriyatı boykot ediniz, her ne sebeple olursa olsun, asla almayınız, içinde müstehcen tek bir resim bile olsa. Unutmayınız ki onlar sizin paranızla yaşayıp gelişiyorlar. 2. Kendinizin, çevrenizin, evladınızın irade eğitimine ve nefis terbiyesine çok önem veriniz. Çünkü her türlü muzır işi nefsine düşkün ve şeytana esir insanlar üretmekte ve beslemektedir. Kanuni yasaklar bu konuda kifayetsiz kalmaktadır. İşin asıl kaynağı, hakiki imanın, güzel ahlâkın, tasavvuf hayatının, nefis mücahedesinin, Allah korkusunun, mesuliyet duygusunun yokluğudur. 3. Sizi ve aile efradınızı, idealinize uygun tarzda eğiten neşriyatı biliniz, bulunuz, seviniz ve gelişmesine maddeten ve mânen yardımcı olunuz; çünkü Allah yolunda cihadın en mühim dallarından biri de budur.
Sayfa 90
Okurlara tavsiyeler...
En önemlisi, eski ve yeni gerçek alimleri biliniz ve bulunuz; en salahiyetli, en alim, en takva, en fazıl, en edip ve en kâmil kimselerin eserlerine itibar gösteriniz. Okuduğunuz, beğendiğiniz eserleri, kitapları, dergileri, tanıtınız, tavsiye ediniz ve yayınız ki “hayra delalet eden onu yapmışçasına sevap alır." Piyasadan bir yayın (kitap, dergi vs.) alırken, sorarak, danışarak, istişare ederek, seçerek alınız ki sonra aldanıp pişman olmayasınız. Çünkü zamanınız kalitesiz yayınlara, iddialara, fikirlere ayıramayacak kadar az ve değerli; ortaya çıkan eserler, cereyanlar ve sözler ise yardımlaşmasız, takibi ve ihatası imkânsız derecede bol ve çeşitli ve üstelik pahalıdır.
Sayfa 88
"Fâni dünya hoştur amma, âkıbet mevt olmasa."
Sayfa 86 - Mehmed Zahid Kotku Hz.
Reklam
"Her rind bu bezmin nedir encâmı bilir Dünyâmızı nâgâh zalâm örtebilir! Bir bitmeyecek zevk verirken beste... Bir tel kopar âhenk ebediyyen kesilir!"
Sayfa 86 - Yahya Kemal, Rubailer
Göründüğü kadarıyla son derece rahat ve lâkaydız. Hiçbir ikaz bizi gafletimizden uyandırmıyor. Birbirimize düşmüş, küçük meseleler ve hesaplar yuzünden kıyasıya dövüşüp çekişiyoruz. Birlik ve beraberlik şuurundan uzak, sevgi ve saygı bağlarından mahrum, menfaat ve yaşam kavgasındayız. Lükse ve israfa sapmış, gösterişe yönelmiş, paralarımızı saçıp savurmuşuz. Tevbe etmeye yanaşmıyor, dünyalık peşinde, -âhiret hesabını unutup- koşuyor, nefse, şeytana esir yaşıyoruz. İmanı, ibadeti, taati, insafı, izanı, ahlâk ve âdabı terk etmiş, doludizgin zevk ve sefaya dalmış durumdayız. Düşmanların ciddi hazırlıklarını görmüyor, hile ve tuzaklarını bilmiyor, sözlerine kanıyor, hatta onları dost sanıyoruz. Hakiki dostları düşman, hain ve sinsi düşmanları dost bellemişiz. Başımız dara düşünce, işler sarpa sarınca ne yapacağız diyenlere kulak asan yok; savunmaya, korunmaya, kurtulmaya, kuvvetlenmeye önemle eğilen az, âciz ve çaresiz...
Sayfa 86
Asrımızda İslâm'ın iç ve dış düşmanı çok, derdi hadsiz hesapsızdır. Müslümanların problemlerine eğilmemek İslâm'a sığmaz, sırf kendi keyfi için yaşamak, çalışmak insanlığa yakışmaz. Gevşemeyiniz, âhireti, hesabı unutmayınız, hiç olmazsa düşmanların çalışmalarına bakıp gayrete geliniz, bu davanın bir ucundan da siz tutunuz, bu yükün bir miktarını da siz kaldırınız ki muvaffak olup iki cihanda felah bulasınız.
Sayfa 84
Ne oluyor? Üzerlerine ölü toprağı mı saçıldı? İslâm'ın cihad ahkâmı mı değişti, say kanunu mu ilga oldu? Yoksa o eski mücahidler tekaüde mi ayrıldı veyahut da müslümanların artık her derdi bitti, her müşkülü halloldu da hizmete, gayrete lüzum mu kalmadı? Hayır, hiçbiri değil. Bu mânevi bir hastalıktır. Bu hastalıktan kurtulmak için daima şu
Sayfa 82
408 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.