İlim, Sanat ve Panzehir Dergileri Başmakaleleri

Başmakaleler 3

Mahmud Esad Coşan

Başmakaleler 3 Quotes

You can find Başmakaleler 3 quotes, Başmakaleler 3 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
İlahi bir vecd ve tükenmez bir şevkle ilme sarılacağız. Her şeyin en güzelini en üstününü yapmaya çalışacağız, var gücümüzü bu yola sarf edeceğiz. En hayırlı en verimli yatırım, "ilimdir."
Cennet yolu olduğu için ilme âşığız; Efendimiz: “Allah güzeldir, güzelliği sever.” buyurduğundan sanatın hayranı, kemalin, güzelliğin meftunuyuz.
Reklam
Bizi düşman yıkmadı, yıkamazdı. Biz o muhteşem imanımızdan kademe kademe, derece derece uzaklaştığımız için kaybettik. Allah tarafından cezalandırıldık.
En hayırlı ve en verimli yatırımın, “ilme sarf edilen” olduğunu biliyoruz. Kapitalist Batı ve komünist Doğu da ilme, araştırmaya önem veriyor, ama ruhsuz ve vicdansız bir şekilde… Bizim onlardan farkımız irfanda ve takvadadır.
Mukayeseli Dinler Tarihi İlminin Önemi
Allah teâlâ, ilk insan topluluklarından beri her ümmete, doğru yolu gösterecek onları dalâletten kurtaracak haberciler, peygamberler, resuller beşir ve nezirler göndere gelmiştir. Bu mübarek insanlar ana fikir olarak halklarına hep aynı gerçekleri söylemişler, yani "İslâm"ı öğretmişlerdir. Nefis ve şeytanın, gaflet ve cehaletin
Nefs, Akıl ve İmaN Çağdaş toplumlar, yirminci yüzyılda gerçek bir cahiliyet devri yaşıyor. Bunca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen çağın insanı mutsuz ve muzdarip, savaşlar, sömürüler, yalanlar, çılgınlıklar, zulümler, edepsizlikler, sefaletler, dengesizlikler, cinayetler, intiharlar, hastalıklar... İnsanlık özlediği huzur ve düzeni, eşitlik ve kardeşliği, insaf ve merhameti, anlayış ve sevgiyi nerede, ne zaman, nasıl bulacak? Bu sorulara cevap arayarak, etrafımızdaki insanları inceleyip; hayat felsefelerinin dayanaklarını, davranışlarının sebep ve saiklerini, faaliyetlerininin neden ve niçinlerini düşününüz; göreceksiniz ki bunların tümünü üç ana kaynağa irca etmek mümkündür: Nefs, akıl, iman. Nefs, insanın benliğidir; kendi keyif, zevk ve menfaatini düşünür; bu yüzden başkalarıyla hasım olur zıtlaşır, çekişir; bencildir, sorumsuzdur, ölçü ve sınır istemez, işin âkıbetini düşünmez; o sebepten kötülüklere akıp gider. Tembel, istismarcı, beleşçi, kibirli, kendini beğenmiş, ukala, huysuz, hasetçi, öfkeli, kindar, zalim, gaddar, vefasız, sabırsız, nankör... vesairedir. Ondan bu haliyle insanlığa hayır gelmez, hevâ-yı nefse uyan iflah olmaz, başarı kazanmaz, iki cihanda hüsrana uğrar.
Reklam
Allah'tan sabır istemeyeceksin. Allah'ım şükrümü artır diyeceksin. Yoksa, sabırla beraber belâda gelir. Çaresizlik içinde çarenin Allah olduğunu bilmeliyiz. "Bazen bir kâfir, mü'minden daha halis ve sadık görünür, bir münafık muazzam dalkavukluk yapar, bir soysuz en ileri vatansever rolünü oynar, bir hain köşe başını tutar, bir düşman direksiyonu ... Mahmud Esad Coşan (Rh.a.) .
Rabbimiz bizi gerçeğin tarafını tutmaya, hakkı söylemeye, doğruluktan ayrılmamaya teşvik buyurmuştur. Kendimizin, ebeveynimizin ve akrabamızın aleyhine de olsa haktan, adaletten ayrılamayız; acı da olsa hakkı, gerçeği söyleriz; hak, hakikat neredeyse o tarafta yerimizi alırız.
Has ve temiz gıda yiyin, temiz halis meşrubat için, temiz hava alın... ki rûhen ve bedenen, mânen ve maddeten sıhhatli ve kuvvetli kalasınız.
Sayfa 176 - Server YayınlarıKitabı okudu
Nefs, Akıl ve İmaN- Akıl, iyi bir Alettir, ama ustaca kullanılmak ister.
Akıl, iyi bir Alettir, ama ustaca kullanılmak ister. Görüyorsunuz dünyada herkesin bir aklı vardır, ancak çoğunlukla zavallı, sakat ve yarım yamalak. Filozoflara bile bakınız, ne kadar çok, ne kadar farklı, ne kadar zıt fikirler ileri sürmüşlerdir. Bunca felsefî akım, ideoloji, beşerî sistem, fikir, kitap, teklif, kanun... Bunca asırlar geçmiş hâlâ insanlık için doğru düzgün bir nizam kuramamışlar. Bunlarla uğraşmak bile insanı boşluğa, nihilizme, inkâra, ümitsizliğe hatta cinnete götürür.
Reklam
Talebe cennet yolundadır; ilme çalışmak ibadettir; ders vermek ve almak cihat seviyesinde sevaptır; ilmi tefekkür ve taallüm gündüz oruca, gece namaza bedeldir; öğretilen bilgi öğretenin sadakasıdır; ilmin ehline öğretilmesi Hakk'a kurbiyet, ehlinden esirgenmesi o istekliye zulüm sayılmıştır; ilim öğrenmeye çalışmak her Müslüman erkek ve kadın için bir farizadır.
İnsanlığı bu modern barbarlık ve cahiliyet çağından kim kurtaracak, onları karanlıktan nura kim kavuşturacak; çifte standartları, sahte nezaketleri, hilekâr ve riyakâr beşerî kuralları, maskeli hırs ve sömürü düzenlerini, beynelmilel zulüm oyunlarını kim bozacak; nefsin, şeytanın, küfrün, nifakın zincirlerini kim kıracak; zalime, zorbaya, kaba kuvvete, sömürücüye, yalancı ve dolandırıcıya kim dur diyecek; hakkı, hayrı, adaleti, insafı, merhameti, fazileti... insanlığa yeniden kim getirecek? Elbette, mü'minler, salihler, kâmiller, alimler, fazıllar ve onlara destek verecek olan geniş halk kitleleri, suskun, kırgın, bezgin, bitkin mazlumlar, mağdurlar, müstaz'aflar...
Ey müminler! Madem ki münkirler bu kadar faal, katı ve mütecavizdir, o halde siz de gayrete gelmeli, doğrunun ve güzelin tebliğine çalışmalı; açık-seçik, tavizsiz ve tevilsiz gerçeği söylemeli, İslam'ı eksiksiz anmalı; göğsünüzü gere gere "ben de müslümanım!" diyebilmeli, inancınızı gönlünüzce yaşamalı ve baskılara boyun eğmemelisiniz. Sanırım şu sırada yapılacak en önemli işimiz budur.
Din ve İlim, 1987Kitabı okudu
Çünkü dinlerini ve Allah'a itaati unutanlar, dünya ve âhirette hor ve zelil, fakir ve hakir, hâib ve hâsır, pişman ve perişan olurlar. Bu bir ilahî kanundur. İhmal edilen ödev ve görevler bir çığ gibi i büyüyüp o tembel ve ihmalkâr toplumları ezer geçerler. "Allah kullarına zulmedici değildir. Lakin kullar kendi nefislerine zulmederler."
Osmanlı ülkesini Kânûnî devrinde ziyaret eden Baron de Busbeck hayranlıkla: "Burda başarılı olan ve iş bilen yükselir, çobanlıktan vezirliğe gelebilir. Halbuki bizim Avrupa ülkeleri öyle mi? Asilzâdelerin aptal ve bön çocukları, babalarının hatırına iş başlarına getirildiği için bizim ülkelerimiz geri ve perişandır." diyor. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfinde: "Emanet zayi edildiği zaman kıyametin kopmasını bekleyiniz." buyurdu. Emanetin zayi edilmesi nasıl olur, diye sorulunca da, “İş ve vazife, ehli olmayan kimseye verilmeye başlandığı zaman kıyametin kopmasını bekleyiniz." diye cevap verdi.
159 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.