Reid dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurmadan önce gülümsedi. Seni seviyorum.
Çok geç kaldın. Rezil bir haldeyim.
Bence muhteşem görünüyorsun.
Lucie burnunu buruşturdu. Sen objektif olamazsın. İçeri böyle giremem.
Reid başını bir saniyeliğine yana yatırdı ve sonra ona gülümsedi. Saat on ikiyi vurmak
üzere Külkedisi. Seni muhtemelen güvenli otel odama götürmeliyim. Yani ne olur ne olmaz
diye.
Lucie kısa bir kahkaha attı, elinin tersiyle gözlerinin altındaki siyah halkaları sildi ve kanıt olarak ona gösterdi. Eminim zaten çoktan eski halime döndüm ama bu elbiseden kurtulup sıcak bir duş almak kulağa muhteşem geliyor. Reidin gözleri yoğunlaşarak koyulaştı ve çenesindeki kas attı. Söyledikleriyle cinsel bir şey ima etmeye çalışmamıştı ama Reidin tepkisine bakılırsa o öyle algılamıştı.
Saçları dolaşmış hatta bazı yerlerde düğüm olmuştu ama yüzünü çok güzel bir şekilde çevreliyorlardı.
Sana da günaydın. İyi uyudun mu?
Gülümsemesi yaramazdan mutluya dönmüştü. İnanılmaz derecece iyi uyudum. Biraz yukarı çıkarak dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurdu ve tekrar yanma yatarak
homurdandı.
Bugünü tatil yapıp yatakta kalamaz mıyız? Ona, diğer insanların yaptığı gibi arada tembellik etmenin normal sayıldığı bir hayat yaşamadığını daha iyi hatırlatacak bir istekte bulunamazdı. Gözlerini kapadı ve başının üzerine bir öpücük kondurdu, onu bırakıp
yataktan kalkmadan önce son bir kez sıkıca sarıldı.