O kadar uzun süre de okudum ki kitabı başucu kitabım olacaktı az kalsın. Her gün yatmadan biraz okuyayım derken 2 ay da bitirdim.
Doğum günümde hediye olarak geldi kitap. Bir an da başladım çok güzel gidiyor falan derken kitapla ilgili bir şeyler öğrendim sosyal medyadan. Haliyle kitabı kapatıp neler olup bitmiş onları araştırmaya koyuldum. Kitabın sonunu da doğal olarak öğrenince okuyasım gelmedi pek.
Umarım kitabın kimi anlattığını bilmeden okur yeni okuyacak olanlar çünkü 500 e yakın sayfası olan bir kitap ve siz sonunu biliyorsunuz ay çok kötüydü gerçekten.
Neyse yoruma gelelim. Öncelikle yazarın bir kadının duygularını bu kadar güzel ve ince anlatması beni hayli etkiledi. Genel olarak o duygu karmaşaları, gel gitler etkiliyor zaten insanı. Sürekli bir şeyler oluyor, bir şeyler yaşanıyor falan derken sürüklüyor kitap.
Bence kitapta biraz daha politikadan bahsedilebilirdi, ayrıntılara girilseydi daha bir heyecan olurdu gibi geliyor bana.
Çok güzel bir kitap, çok güzel bir kurgu, çok güzel bir yalandı.
Evet hepsi yalandı. Çünkü hepsini Kürşat Başar yazdı. İyi ki de yazdı da geçmişe doğru yolculuk edip, kötü sonla bitmiş de olsa güzel bir aşk hikayesi okuduk.
Değdi mi bu kadar zaman okumama?
Sonuna kadar değdi.
Sevgiyle, kitapla kalın.