“Etraf çürük yumurta kokuyor. Hava, barut dumanı yüzünden gri ve bulanık. Benim dışımda herkes vuruldu. Bende ise tek çizik bile yok.”
Stockholm’ün en zengin banliyösündeki lisede, silahlı bir katliam gerçekleşmişti. On sekiz yaşındaki Maja Norberg, hem sevgilisinin hem de en yakın arkadaşının öldürüldüğü bu katliamdan dolayı tutuklanmıştı. Dokuz ay hapishanede davanın başlamasını beklemişti. Artık mahkemeye çıkma zamanı gelmişti. Peki, akranları arasında popüler ve dersleri iyi olan bu kız, ülkenin en nefret edilen kişisine nasıl dönüşebilmişti? Maja ne yapmıştı? Yoksa arkadaşlarının ölmesine ve kendisinin de hapse düşmesine sebep olan, yapmadıkları mıydı?
Bataklık’ın hakları, 24 ülkeye satılmış ve 2017’de Yılın En İyi Suç Romanı Ödülü’nü almıştır.
“Hikâye mahkeme sahneleri ile Maja’nın anıları arasında gidip gelmekte. Giolito, yıldızı barışamayan bu âşıkların hayatını ve onları şekillendiren toplumu derinlemesine inceliyor. Yazarlığa başlamadan önce avukatlık yapan Giolito, hikâyenin hukuki kısımlarını ustalıkla kaleme almış. Stockholm’ün zenginleri ve genç kızlarını çok iyi tanıyor. Varlığın insanları nasıl etkilediğini inceliyor. Romanın ismi bile, hikâyenin sizi içine çekeceğini gösteriyor.”
–The Washington Post
“Giolito’nun bu romanı yıkılmakta olan Avrupai toplum düzenini ve zengin İsveç çocuklarının psikolojilerini karanlık bir şekilde keşfe çıkıyor. Okurların merakını uyandıracak ama aynı zamanda sevip sevmemesi gerektiği konusunda kafalarını karıştıracak bir ana karakter yaratmış. Yazarın avukat ve Avrupa Birliği memuru olarak çalıştığı geçmişi, mültecilerin Avrupa’da yaşadığı ırkçılığı anlatırken kendini gösteriyor.”
–Booklist, starred review
“Sayfalarda okuduğumuz Maria’nın saf düşünceleri değil, daha ziyade olan bitenleri anlamaya çalışırken yaşadığı bocalaması. Arada okura doğrudan hitap ettiğinde bizi, onun hakkında bir fikir geliştirmeye ama aynı zamanda kendimizden de şüphe duymaya itiyor. Ana karakterin sesi kararsız ve öngörülemez bir nitelikte, aynı onun yaşında ve durumunda olan kızların olması gerektiği gibi. Bu bir suç romanı ama İsveç’in dile getirilmeyen ekonomik ve siyasi gerginliklerine de gönderme yaparak çok daha fazlasına ulaşmak istediği hissediliyor. ”
–New York Times Book Review
“Suç ve masumiyet arasında bir ikilem. Giolito bunun gibi ağır bir konuyu, ana karakterin hapiste geçen uzun ve tekdüze günlerine rağmen gergin ve akıcı bir hikâyeyle ustaca anlatmış. Bataklık bir okul katliamı hakkında olabilir ama aynı zamanda sadakat, bağlılık, sevgi, vicdan, ergen olmak, adalet sistemleri, medyanın önemi ve ebeveynlerin sorumlulukları hakkında.”
–Shelf Awareness
“Giolito hikâyenin hızlı ve kolay ilerlemesini sağlayarak günümüzü, Maja’nın hapishanede ve mahkeme salonunda olduğu zamanı ve geçmişte erkek arkadaşıyla yaşadıklarını anlatıyor. Buradaki edebi ustalık hikâyenin anlatım şeklinden geliyor ve romanı farklı bir şeye çeviriyor. Ritim, ton ve kullanılan dil tam olması gerektiği gibi. Giolito bize, katliama dahil olmuş ergen bir kızın gergin monoloğunu sunuyor. İnanılmaz bir roman.”
–Kirkus Reviews
“Muhteşem bir şekilde kaleme alınmış. Bu türden romanları sevenler Bataklık’ı kaçırmamalı.”
–Library Journal, starred review
“Tüyler ürpertici.”
–TIME Dergisi
KitapRüyası "O zaman önce dizisini izle, soru işaretleri olacak sonra da kitabı okursun" dedi ve bilenin hali bir başka oluyor dedim.
O gitmez dediğim mahkeme sahneleri su gibi aktı bitti.
.
Ama ben yine Maja'nin basiretsizliği konusunda hem fikir, Sebastian'in o ruh halini sonunu kadar hak etmesinde haklıyım.
.
Maja ve sevgilisi Seb, sınıfta katliama neden olurlar. Hem Sebastian'in hem de en yakın arkadaşının ölümü ile sonuçlanan dehşeti araştırmak, kim suçlu kim değil! araştırmak için mahkeme süreci başlar.
Evimizin kızı modundaki Maja'nin ne yaşadı da bu kadar değişti bir diğer araştırılması gereken bir konu.
Iste bu kısmi vermeyen dizi, kitapta bizi oldukça doyuruyor.
.
Tavsiyemdir, izleyin ve okuyun.