Damarlarınızda isterseniz on asırlık bir ailenin kanını, ruhunuzda insanlığın en yüksek ve asil hislerini taşıyınız;
sefil olduktan, paranızı bitirerek iflas ettikten sonra insanlar değil ya, güneş bile sizden ışığını kıskanır , mahalledeki köpekler bile havlayarak sizi karşılar ve uğurlarlar ...
Sayfa 71 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir güneş kadar sıcak ve ışık dolusun Semra! Fakat bütün aydınlığın ve ışığın bataklık ve çamurdandır, bunun içindir ki her geçtiğin şehir bir harabe, her gül bahçesi bir çöl olacaktır.
Yalnız bilmem ne oldu; birden, bir an içinde etrafımda her şeyin devrilip kırıldığını gördüm. Hayat, gözümde muazzam bir uçurum halinde siyahlığı ve derinliğiyle açılmış oldu. Ve ben uçuruma karşı yalnız, yapayalnız bulunuyordum.
On üç öykü, on üç içe dönüş yahut içe kapanış.. Gözlem yeteneği gelişmiş cüretkâr bir yazarla tanıştım. Okurken biraz şaşırdım, biraz bunaldım, biraz boşluğu seyre daldım.
Bu kitap "ötekiler"in öykülerini içermekte. Ötekiler: fahişeler, hırsızlar, dolandırıcılar, kimsesiz ölüler, gayri meşru çocuklar, çingeneler... Her gün yanından öylesine geçip gittiğimiz, yokmuş gibi saydığımız, var olduğunu bile çoğu zaman hatırlamadığımız ötekiler.
Yazar, toplumun ahlaki olarak tanımladığı eylemleri sorgulamakta, cüretkâr tasvirler yapmakta, cinsiyetçi söylemleri sansürsüz bir biçimde dile getirmekte, okuru kutsal olduğunu varsaydığı kavramları sorgulamaya sürüklemekte.
Sunuş bölümünde Şahabettin Süleyman'ın belirttiği gibi bu kitapta Selahattin Enis'in temiz olmayan şeylere karşı gösterdiği ruhsal tutkunluğu görebiliriz. Bu kitabı toplumsal gerçekçiliğini çarpıcı bir örneğini okumak isteyenlere öneriyorum. Ancak depresyon sürecinde okunmasının uygun olmayacağını düşünüyorum.