Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dinleyici İçin Notlar

Batı Klasik Müziği

İsmail Lütfü Erol

Batı Klasik Müziği Sözleri ve Alıntıları

Batı Klasik Müziği sözleri ve alıntılarını, Batı Klasik Müziği kitap alıntılarını, Batı Klasik Müziği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Orkestranın yerleşim düzeninin genel kabul görmüş biçimine göre kalın sesli çalgılar hemen her zaman kendisine göre daha ince sesler çıkaran ya da kendisine göre ince sesleri daha etkili olan çalgıların arkasında ve çalanın oturuşuna göre solunda yer alırlar. Yani bir orkestra şefi karşısındaki çalgıların sağ tarafında kalanlarının kalın sesleri daha uygun biçimde çalan çalgılar olduğundan emindir.
İlk insanı sıçrayan, koşan, yakalayan ve kaçan bir yaşam biçimiyle birlikte düşünmemek mümkün değildir. Çalgılarını da öyle. Vurmalı Çalgıların temel ilkesinin sıçramakla, koşturmakla, hızlandırmakla vb ilintisi olduğu yani hareket özüne sahip olduğu düşünülürse insanın yaşam biçimiyle ürettikleri arasında bir bağın varlığı daha iyi anlaşılabilmektedir.
Reklam
Bir çaba ve uğraş olmadan hayatı da değiştirmek mümkün değildir. Hayatın değiştirilebilir olduğunu kavramayan, onu olduğu gibi kabul etmek zorunda olduğunu sanan bir bireyin Klasik Müzikten haz duyması mümkün mü? Arabesk ve Popüler müziğe ilgiyi bir de bu açıdan gözlemlemek gerekmiyor mu? Dinleyebilmek için verilmesi gereken, bir çaba bir ugraş, kendisini değiştirebilmek için verilmesi gereken bir çaba bir uğraş; çaba ve uğraşın gerekliliği açısından birbirine oldukça yakın görünüyorlar.
Müzik, onu yalnızca dinleyen bir birey ile onu üreten bir bireye farklı farklı etkilemelerde bulunmaktadır. Bir müzikte dinlemeyi aşıp üretme düzeyine erişirseniz daha önce vurguladığımız gibi müzik ile aranıza teknik düzeyde bir ilişkiyi sokmuş olursunuz. Bunun, bireyi "yalın dinleme hazzı"nın dışında bırakması gibi bir tehlikesinden sözedilebilir. Gerçekten, çalanlar ve besteleyenler tek başına dinleme ile yakalanabilen bir hazzı kaçırmaktadırlar. "Yalın dinleme" müziğin bütününün algılanmasıdır. … Bu, sözünü etmiş olduğumuz dinleme hazzını, bütünün kazandırdığı özel bir hazzı kaçırmaktır. Ancak böyle olduğunda, müzikle ilişki teknik düzeyde sürdüğünde başka bir tür özel haz yaşanmaz mı? Elbette. Ama bu tür haz ile diğeri ayrıdır; söylemeye çalıştığımız budur.
Batı Klasik Müziğinin ilk bestecileri ya Orgla besteliyorlardı ya da Orgun ses özelliklerinin etkisiyle besteler üretiyorlardı. Eğer Orgun ses özellikleri tanınıyorsa Batı Klasik Müziğinin cisimleştiği yıllar olarak gördüğümüz 1600'lü yılların bestelerine bakıldığında durum daha da açık biçimde saptanabilir. Sözü edilen zamanların bestelerinde yer alan seslerin birbirlerine bağlanışları, nüansların aşamalı geçişleri içermemesi yani çok hafif çalmadan kuvvetli türden çalmaya yavaş yavaş değil de aniden geçilmesi (nüansların uçlarda, ya "P" ya da "f' olması), birbirinin peşinden hızlı ya da yavaş ama kovalarcasına gelen seslerin çoğunlukta oluşu Orgun ses özellikleriyle paralellik göstermektedir.
Heyamola
İlk insanlar ellerini kullanarak çalışırlarken yapılan işin karmaşıklığı ölçüsünde ses organlarında tepkili hareketler ortaya çıkmakta ve çalışmaya eşlik etmekteydi. Daha sonra bu sesli hareketler, bilinçli bir biçimde, elle yapılan çalışmayı yönetmenin bir aracı olarak gelişti. Ve en sonunda bunlar, ellerin tepkili hareketleriyle tamamlanan bağımsız bir bildirişme düzenine dönüştüler. İşte bu bildirişme düzeni konuşma ve onunla aynı ilkelere sahip türkülere, iş türkülerine yol açmıştır. Türkülerin, sesin müziğe dönüşmesinde son derece önemli araçlar olduğu yaklaşımı, bu bağlamda düşünülmek durumundadır.
Reklam
Bir Piyanonun tuşuna hangi dozda bir güçle basarsanız o tuşun vurduğu telden hemen aynı güçte ses elde edersiniz. Bu son derece gelişmiş "nüans" demektir. Aynı anda kaç tane tuşa dokunursanız, o kadar sayıda farklı sesi o anda işitebilir­ siniz; bu çok gelişmiş "Çok Seslilik" demektir. Piyano Klasik Müzikte on parmak ile çalınan bir çalgıdır. Bu on parmakla çalınma özelliği sayesinde istenildiğinde bir büyük orkestrada yer alan farklı çalgı gruplarının her birinin bir eser seslendirmesi sırasında yaptığı farklı şeylerin (örneğin solistlik, eşlik, farklı farklı melodiler çalma vb) tek bir çalgı ile yapılabilir demektir. Bu yüzden şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; eğer Batı kültürünün elinde Piyano olmasaydı o kültürün bestecileri bu müzik içinde bu kadar kolay besteleme gerçekleştiremezlerdi. Piyano, Batı kültürünün kendi Klasik Müziğinde ürettiği en özgün ve en gelişmiş çalgıdır.
Sayfa 125Kitabı okudu
Beethoven ve Trombon
L.V.Beethoven'ın müziği ile hayatı arasındaki bağın kökleri çok daha doğru yerlerde ve doğru perspektifle aranmak zorundadır. Örneğin bu bestecinin tüm çalışmalarının analizi yapıldığında ortaya çıkan sonucun kederli bir hayatla pek ilgisi olmayacağı kesindir. Dinlemiş olanlar ya da bilenler onun Beşinci Senfonisi ile Dokuzuncu Senfonisinin özellikle son bölümündeki koral kesiti karşılaştırdıklarında ikisi arasındaki anlatım karşıtlığını rahatlıkla farkedebileceklerdir. Beşinci Senfoninin bütününe bir edilgen, romantik ve acılı üslubun hakim olduğu kesindir. Ancak bir başka gerçek daha vardır: Batı Klasik Müziğinin en etkin ve görkemli anlatıma sahip eserlerinin arasında özellikle son bölümüyle Dokuzuncu Senfoni kesin olarak katılmaktadır. Oradaki anlatımın umut doluluğu ile Beethoven'ın sağırlığı yüzünden girdiği duygusallık saptaması arasında bir çelişki yatmaktadır. Şimdi Beethoven, Trombon ve diğer söylediklerimiz arasındaki ilişkiye geldiğimizde iletilecek küçük bir bilgi birçok şeyi açıklar özellik göstermektedir. Trombon, Batı Klasik Müziği Orkestrasına ilk kez (sağır) Beethoven'ın Beşinci Senfonisinde kullanılarak girmiştir.
Sayfa 105Kitabı okudu
Yalnızca ritmik yanın ağırlık taşıdığı müziksel yolun en fazla karşılaşıldığı yerin Afrika bölgesi olduğu görülmektedir. Diğer tür olan melodiye doğru yönelişle büyük ölçüde Uzak Doğu ülkelerinin bulunduğu topraklarda karşılaşılması önemli bir bulgu olmaktadır.Çünkü müziğin bugün bizim anladığımıza biraz daha yakın olanı diyebileceğimiz melodikleşme eğiliminin buralarda varlık göstermesi müziğin ilk toprağı saptamalarında önemli bir yer işgal eder. Ancak başlangıçta buralardaki söylemenin söz ağırlıklı ve çok küçük incelik/kalınlıklar içerdiği unutulmamak durumundadır.
Müzik bir organizasyondur. Doğanın içinden alınan malzemelerin mükemmel bir organizasyonu. Ses ve hareket; doğanın iki malzemesi.
Reklam
Yan Flüt
Klasik Müzik bestecileri beste çalışmalarında bu çalgı aracılığıyla kırsal bir atmosfer etkisinin yaratılabildiğinin farkındadırlar. Başka çalgılarla yanyana getirilişlerinde ise yalnızca bu türden değil başka etkileri de içeren ses renklerini taşıyabildiği bilinmektedir. Örneğin Trompetle yanyana uygun bir biçimde kullanıldığı zaman Trompetin metalik ve çınlama içeren sert etkisinin azaltılabilmesi ve yumuşak karaktere büründürülebilmesi mümkün olabilmektedir. Klarnet ve Obua ile kullanıldıklarında tok, dolgun, oturaklı bir etkinin yakalanabildiği söylenebilir.
Çok Sesli Müzik
Çok Sesli Müzikte bir bina örülür. Bu binanın ortaya çıkmasında emeği olanların her biri yetenekleri, potansiyelleri, özel nitelikleri ölçüsünde çalışmaktadırlar. Birileri (ya da biri) beton dökerken diğeri/diğerleri harç karmaktadır. Bina ön­ ceden (besteci tarafından) projelendirilmiştir. Çalışanların birlikteliğini sağlayanlar (orkestra şefleri) ise yapının projeye en uygun haliyle ortaya çıkmasına çalışmaktadırlar. Üretimi seyredenler (dinleyiciler) yapı ortaya çıktığında çalışmadaki uyumun ve sonucun güzelliği karşısında biraz şaşkın, biraz takdir edici, biraz haz duyucu biraz da düşünerek değerlendirmelerde bulunmaktadırlar.
Sayfa 113Kitabı okudu
Trombon
Üflenen havanın boruda dolaşması sırasında borunun boyunun değiştirilmesi yöntemiyle incelik/kalınlık oluşturulmaktadır. Seslerin inceltilip kalınlaştırılması için çalanın yaptığı işlem son derece dikkat gerektirmektedir. Birçok çalgıda her sesin, çalan kişi tarafından bilinen ya da görülebilen çıkarılabileceği bir yer varken bu çalgılardan herhangi bir sesin nereden çıkarılacağı büyük ölçüde seslendirenin kulağı ile bulunmaktadır. Bu da bu çalgıyı çalan kişide üst düzeyde müziksel işitme yeterliliği olmasını gerektiriyor. Bir eserde son derece görkemli ve yüksek gürlüğe sahip seslerle bir anlatıma erişilmek istenildiğinde Trombonlar buna olanak verebilme özelliği gösterebilmektedirler. Uzaklara, şiddetle ve baskın bir biçimde bir çalış düşünüldüğünde akla hemen geliveren bir çalgı olarak Trombondan sözetmek mümkün olmaktadır. Ancak bu çalgı ile ilgili unutulmaması gereken en önemli özellik, seslerin çabuk yer değiştirmeleri yani hızlı geçişlerin olduğu melodilerde çok başarılı olamadıklarıdır. Ağır, uzun, kıvraklık istenmeyen çalışlar için etkili bir çalgıdır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Trompet için insan sesine çok yakın olmasından söz edilmektedir. Böyle bir tanımın abartılı olduğunu unutmadan belirli bir gerçeklik taşıdığını da belirtebiliriz. Trompetten çıkan seslerin büyük bir bölümü gerçekten bir insan gırtlağından çıkartılabilen birçok acılı haykırışla benzerlik gösterir. Zaten bu çalgının bu özelliği yüzünden son derece acı içerikli müziksel anlatımların çok ideal biçimde, bir besteyle aktarılabilmesinin mümkün olabildiğini söyleyebiliriz. Özellikle kuvvetli (gür) sesler çıkarması bu çalgının o tür bir anlatımda tercih edilen bir çalgı olduğu ve Klasik Müzikte gerek solo çalması için gerekse eşlik üstlenmesi için yoğun bir biçimde kullanıldığı bilinmektedir. Trompetin yer aldığı orkestral eserlerde çoğu kez eşlik konumundayken sesinin kuvveti diğer çalgıları örtüp onların etkisini kırmasın diye bu çalgının sesini azaltan ve yumuşatan bir susturucu (sürdin) kullanılmaktadır. Susturucular bu çalgıyı çalan kişinin sesi inceltme/ kalınlaştırma işlemini yapmadığı sol elinin aracılığıyla çalgının sesinin büyüyerek çıktığı alt bölümde (kalak üzerinde) kullanılır. Bu bölümü zaman zaman yalnızca elle kapatıp açmak ya da sürdin'i sözü edilen bölümü kapatacak biçimde takmakla hem bu çalgı­ dan çıkan sesleri yumuşatmak hem de azaltmak (zayıflatmak) mümkün olabilmektedir.
Sayfa 100Kitabı okudu
İnsanoğlu ses ve hareketi değiştiriyor. Onu değiştirirken doğayı kontrol uğraşında erişilebilecek en yetkin ürünlerden birini üretiyor. Şaşırıyor ve şaşırtıyor. Müzik, şaşırmak ve şaşırtmaktır. Ses ve hareket gibi doğadaki en başıboş iki malzemenin eriştikleri anlatım gücü şaşırtıcıdır. İnsanoğlu bunu yakaladığında şaşırıyor. Şaşırmanın arkasından araştırma gelebiliyor. Araştırılıp geliştiriliyor ve müzik, taş kırıcılarının e-he'sinden Beethoven'in senfonisine ulaştığında bir "tınlayan felsefe" oluyor. "Felsefe" yanı tartışma içermektedir ne var ki tınladığı kesin. Tınlayan; bir güzelliktir. Hareket, ses ve insan; hangisi hangisini güzelleştiriyor?
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.