Batı Tarihinde Fahişeler, kendisi de bu hayatı yakından tanıyan Nickie Roberts'ın, tarih boyunca tüm kötülüklerin anası olara damgalanan 'pişmanlık duymayan' fahişeyi, şaşırtıcı derinlikte araştırarak, canlı ve meydan okuyucu bir üslupla kaleme aldığı -bir anlamda- savunmasıdır.
Roberts, Antik Roma ve Yunan'ın, Mısır'ın üst sınıf tapınak fahişelerinden 20. yy.'ın fahişe hareketlerine kadar, sokak kadınlarının öyküsünü, genelev yaşamından renkli ayrıntılarla zenginleştirerek anlatıyor. Toplumun fahişelere karşı davranış biçimini belirleyen ve yüzyıllardır süren ikiyüzlülüğünü çok açık ve adeta 'lanetleyici' ölçülede sergiliyor.
Yazar, eğer fahişelik dünyaın en eski mesleği ise, onun hakkında yazan erkeklerin de en eski ikinci mesleği oluşturduklarını düşünüyor. Kitap, güçlü polemik yaratıcı yönü ile konunun 'erkek' uzmanlarından, feministlere kadar değişik kesimlerden insanların ilgisini çekecek birinci sınıf bir araştırma olma özelliğiyle dikkat çekiyor. Belki de düşünmek, hatta bildiğimiz halde dile getirmek istemediklerimizi kelimelere dökerek, bize, yüzyıların tartışma konusunda madalyonun öteki yüzünü gösteriyor.
Öte yandan, Roberts'ın sarsıcı gözlem, anlatım ve yorumlarıyla yoğrulan farklı bakış noktasının, ülkemizde de son zamanlarda çok çeşitli yönleriyle ele alınmaya başlanan bu olguya yeni bir değerlendirme getirebileceğini gözardı etmemek gerekiyor.
