Batılılaşma İhaneti

D. Mehmet Doğan

By Number of Pages Batılılaşma İhaneti Quotes

You can find By Number Of Pages Batılılaşma İhaneti quotes, by number of pages Batılılaşma İhaneti book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Yarınki Türkiye'nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli lâkin gösterişsiz ve nümayişsiz çalışan, ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır. Bu ruh amelesinin ilk ve esaslı işi, insan yetiştirmektir. Hünerleri hep fedakârlık olan bu hizmet ehli gençler, hizmetlerinin mükâfatını da hizmet ettikleri insanlardan beklemeyecekler, sonsuzluğa sundukları eserin sesinin akislerini yine sonsuzluktan dinleyeceklerdir. | Nurettin Topçu
Sayfa 5 - Dergah Yayınları, 1977
Bütün ömürleri devlet ve millet düşmanlığının müşahhas örnekleriyle dolu şahsiyetlerin “Kahraman”, ömrünü imanı, milleti ve devleti yolunda tüketenlerin “Hain” olarak sunulması, bu vasatta çelişkileri artırmakta; gençler, yakın tarihimizin sayfalarına çevirmekten adeta ürkmektedir.
Sayfa 16 - Yazar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kitle haberleşme araçlarının hakimiyeti geliştikçe kitlelerin düşünme hürriyeti daha büyük tehlikelere maruz kalmaktadır.
Sayfa 18 - Dergah Yayınları
1920
Devrin değişik uygulamaları içinde Diyanet İşleri teşkilâtının kulluk devlete bağlanması ilgi çekicidir. Böylece bürokratik ideolojiye şartlı bir din teşkilâtı sınıfı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Sayfa 20 - Dergah Yayınları, 1977
Her milletin kendine has fikirleri ve hisleri olmasaydı içtimaiyat ilmi (sosyoloji), hayvanat ilmi (zooloji)ile garip bir şekilde iç içe bulunurdu. Bunun içindir ki başka milletlerin tecrübelerinden istifade etmeye kalkışan bir milletin tamiri imkansız birtakım hatalara düşmemesi güçtür. | Said Halim Paşa
Sayfa 27
Osmanlı Devleti bir İslâm devleti idi. Bütün nizamını İslâm esasları dairesinde tanzim etmişti. Bütün Müslümanların topluluk, cins, ırk vb. bağlılıklarına bakılmaksızın eşitliği esastı. Yani, devletin aslî unsuru Müslümanlardı. İslâmî otoriteyi halife-padişah temsil ederdi. Fetihle ele geçirilmiş olan İslâm ülkesinde başka dinlerden olanlar, yani zımmîler, devletin himayesinde iş, inanç ve yaşayışlarında serbesttiler. Tanzimat fermanı, Müslümanlarla, Müslüman olmayan tebaayı eşit ilan etmekle, Müslümanları devletin aslî unsuru olmaktan çıkarıyor, Osmanlı Devleti'nin İslâmî vasfını aşındırmış oluyordu. Böylece devletin sahibi ve hâkimi Müslümanlar olmaktan çıkıyor, bulanık ve karışık bir Osmanlı milleti kavramı ortaya atılıyordu. Bu sebeplerden Tanzimat, kendi medeniyetimize (baştaki şeriat övgülerine rağmen) karşı idi. Bu yüzden, Müslümanlar Tanzimat'ın karşısında oldular. Buna mukabil batılılar kendi medeniyet ve inanışlarına uyduğu ve menfaatlerine yaradığı için sempati ile karşıladılar.
Reklam
101 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.