Bu ailenin iktidar üssü Beyrut'un on mil güneyinde Dürziler’in yoğun olarak yaşadıkları Şuf kentiydi ki burada Arslanlar bir başka hırslı Dürzi aile olan Canbolatlar’la bütün on dokuzuncu yüzyıl boyunca bitmek bilmez bir üstünlük mücadelesi sürdürdüler.
Arap devriminin ilanına karşı çıkışı, onun Osmanlıcılığındaki tutarlılığın işaretidir. Şerif Hüseyin’e çok kızıyordu. Çünkü kendisinin meşru İslam Hilafeti addettiği makama, Arapların isyan etmiş olmasına tahammül edemiyordu.
Osmanlıcılığın ne olduğunu tarif etmek müşkül bir meseledir ama temelde hedef, çokuluslu İmparatorluğun bütün tâbi halklarının benimseyebileceği tarzda Osmanlı milliyetçiliği duyguları aşılamaktı.
1840’lı yılların sonlarında Amerikalıların ve Avrupalı misyonerlerin sürdürdüğü bir eğitim gayreti, küçük fakat aktif bir grup Hristiyan aydın sınıfı ile profesyonel sınıfın oluşumuna yaradı.