Yine bir Auster güzelliği #baumgartner. İyi ki okudum dediklerimden.
Ucu açık Baumgartner’ın, bitmemiş hissi yaratıyor okura.
Belki Auster’ın “yazdığım son şey olabilir” i ya da hastalığı kaynaklı hayata tutunma sebebi bu açıklık.
Hayalet uzuv sendromu, Anna’nın kaybının metaforu bana göre; onun yerine koyması, kabullenişi, kim bilir belki de reddedişi. Kesilen, yok olan uzvun kaşınma hissi, ağrıması gibi…
Suratına inen şamar Anna’nın ölümü eserin kahramanının. Panayır yerine dönmüş zihnindeki bir arayış.
İyisi ya da kötüsüyle tüm anılar belleğin çekmecelerine kapatılmamış mıdır? Bir koku, mekân, bir şarkı nerelere götürmez ki insanı?
Yaşlı profesörümüzün geçmişin en güzeliyle yaşama tutunma, umudu arama, anılardaki ince detayların hikâyesi “Baumgartner.”