Bediüzzaman Said Nursi'den Fıkhi Tespitler Gönderileri
Bediüzzaman Said Nursi'den Fıkhi Tespitler kitaplarını, Bediüzzaman Said Nursi'den Fıkhi Tespitler sözleri ve alıntılarını, Bediüzzaman Said Nursi'den Fıkhi Tespitler yazarlarını, Bediüzzaman Said Nursi'den Fıkhi Tespitler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Güzel ahlakı huy edinmiş biri, fikhen yapmakla mükellef olduğu görevleri severek yapar. Ahlakı güzel olanın dini yaşaması da güzeldir. Bediüzzaman, İslam toplumunun ahlak toplumu olması halinde neler olacağına şöyle dikkat çeker: Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakâik-i imaniyenin kemâlâtını ef alimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbi- leri elbette cemaatlerle İslâmiyete girecekler; belki Küre-i Arz'ın bazı kıtaları ve devletleri de İslâmiyet'e dehalet edecekler.
İslâm Hukukunda, haddi aşanlara, hadlerini bildirmek üzere had cezaları vardır. Bu cezalar, okşayıcı değil, caydırıcıdır. İslam'da cezaların şiddetli oluşunu tenkit edenler, kendi sistemlerinde daha etkili alternatif çözümler üretememişlerdir.
O Aliköy'de Aleviler çok olduğunu ve bir kısmı Râfızîliğe kadar gidebilmesi nazarıyla, onların en fenası da, münafık hakikatine dâhil olmamak lâzım gelir. Çünkü münafık itikatsızdır, kalpsizdir ve vicdansızdır, Peygamber (asm) aleyhindedir. (Şimdiki bazı zındıklar gibi.) Alevî ve Şiîlerin müfritleri ise; değil Peygamber (asm) aleyhinde, belki Ål-i Beyt'in muhabbetinden, ifratkârane muhabbet besliyorlar. Münafıkların tefritlerine mukabil, bunlar ifrat ediyorlar. Hadd-i şeriattan çıktıkları vakit, münafık değil ehl-i bid'a oluyorlar, fâsık oluyorlar; zındıkaya girmiyorlar. Hazret-i Ali Radıyallahü Anh yirmi sene hürmet ettiği ve onlara şeyhülislâm mertebesinde onların hükmünü kabul ettiği Ebu Bekir, Ömer, Osman (Radıyallahü Anhüm)e ilişmeseler, Hazret-i Ali Radıyallahü Anh o üç halifeye hürmet ettiği gibi, onlar da hürmet etseler, farz namazını kılsalar yeter. 25
Bediüzzaman, Doğuda aşiretler içinde seyahati esnasında "Biz cahiliz, sizin gibi ehl-i ilmi taklit ederiz" diyen bazı mu- hataplarına şöyle cevap verir:
"Cendan cahilsiniz, fakat akılsınız. Hanginizle zebi.
bi, yani üzümü paylaşsam, zekâvetiyle bana hile ede-
bilir. Demek cehliniz özür değil..."
Bediüzzaman'ın "Gerçi cahilsiniz, fakat akıl sahibisiniz..."
demesi, konuyu değerlendirmemizde gerçekten ufuk açıcı
bir yaklaşımdır. Burada vurgulanan durum, insanların ce-
halet kalkanının arkasına sığınmamalarıdır. Dünya işlerinde
uyanık olurken, dinle veya ahiretle alakalı meselelerde "ben
cahilim, bilmiyorum" demek pek de kurtarıcı bir can simidi
değildir.
Göz zinası, kadın ve erkeğin gayri meşru beraberliğinin öncüsü gibidir. Bundan dolayı hem kadın hem erkek gözüne sahip çıkmakla ve harama bakmamakla emrolunmuştur.
...Böyleleri İslam'da belli şartlarda cevaz verilmiş olan taaddüd-i zevcati insafsızca tenkit ederler. Ama kendi şahsi hayatlarında dört değil belki de kırk kadınla beraberlikten geri durmazlar.