Bekirağa Bölüğü ve Mütareke Dönemi

Taylan Sorgun

Bekirağa Bölüğü ve Mütareke Dönemi Quotes

You can find Bekirağa Bölüğü ve Mütareke Dönemi quotes, Bekirağa Bölüğü ve Mütareke Dönemi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Kendi Vatanında Kiracı Olmak!
"1918 yılı Kasım ayına gelindiğinde bütün iç ve dış ticaret kadrolarında tek Türk kalmamış, bankalar, şirketler tam olarak azınlıkların; su, ışık, gaz, her türlü ulaştırma, telefon, rıhtımlar, limanlar, fenerler “yabancıların” eline geçmiştir... Velhasıl Türkler kendi vatanlannda artık kiracıdırlar, yabancıdırlar... Zaten azınlıkların ve yabancıların elinde olan bu işler artık tamamıyla itirazsız bir biçimde iyice elden çıkmıştır... Kendi vatanında kiracı olmak..."
Sayfa 144 - Kaynak Yayınları, 1. BaskıKitabı okudu
Nereden, Nereye! Teslimden, Bağımsızlığa!
"İtilaf Devletleri'nin, yani Düvel-i Muazzama'nın parası vardır, sanayilerini ilerletmiş devletlerdir. Uzun seneler devam edecek harpleri besleyecek kuvvete sahiptirler, milletleri zengindir, galip sayıldıkları için moralleri yerindedir. Zamanın en yüksek seviyedeki silahlarına sahiptirler. Bütün denizleri hâkimiyetleri altında tutacak donanmaları mevcuttur. Ordularının mevcudu yüksektir, sömürgeleri vardır. Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul yolundaki vaziyeti şudur: Para yoktur. Ordu terhis edilmektedir, silahlarına el konulmaktadır, donanma zaten kâfi değildir, eldeki de Haliç'e tıkılmaktadır. Elde kalan silahlar kâfi değildir. Ordular cephelerden geri çekilmektedir, memleketin insanları savaşlardan kırılmış, usanmış ve yorulmuştur, seciyeleri yüksektir fakat yoksulluk, hastalık bu insanları pençesine almıştır."
Sayfa 128 - Kaynak Yayınları, 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
Atatürk Olmasaydı;
Celal Bayar; "(...)Bir söyleyeceğim var: Atatürk olmasaydı kimse onun yaptığını yapamazdı, ben bunun en yakın şahidiyim, kim ben yapardım derse veya şu yapardı denilirse YALANDIR..."
Sayfa 302 - Kaynak Yayınları, 1.BaskıKitabı okudu
Keşke Yunan Galip Gelseydi Diyorlar Ya... Bir Hayal Edin...
"Beyoğlu'na doğru ilerliyorlardı, tam Hachette'nin önüne geldiklerinde başlarına sanki yıldırım düştü. İstanbul'un eski apartmanlarının çatılarından ta aşağılara kadar sarkıtılmış Yunan, İngiliz, İtalyan, Fransız bayrakları tepelerine namussuz bir yumruk gibi iniverdi."
Sayfa 41 - Kaynak Yayınları, 1. BaskıKitabı okudu
"Payitaht İstanbul "namussuzlukları" yaşarken, cephelerdeki "Türk orduları" da mütareke vurgununu yemişlerdi. "Türk orduları" sözü Osmanlı orduları sözünün yerini çoktan almıştır. Osmanlı ordusu lafı belli bir dönemdir, çoğu subaylara ters gelmektedir. İttihat ve Terakki Türkçülük hareketini yerleştirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun, bazılarınca "peygamber toprakları" denilen yerlerini, Anadolu'nun yoksul Türk halkının Türk çocukları müdafaa ediyordu."
Sayfa 45 - Kaynak Yayınları, 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
Tarihe hesap vermek vardır. Kendi vicdanlarımızdakini açıkça söylemek bizim mecburiyetimizdir.
Boşluk, yıkılmışlık ve keder sanki diz dize oturmuşlardı kendi derin sükutlarını yaşıyorlardı, martılar sandallarla oynaşmıyor, artık sandalların etrafında dönmüyorlardı ve keyifle uçmuyorlardı, onların da şarkısı bitmişti.
Dönelim, dönelim doktor namussuzluğun batağın göbeğine saplandık ki sorma.
Talat Paşa, sanki tarihe hesap veriyordu: "Sonuna geldiğimizi görüyorum... Hakikat budur... Acıdır, ama budur. 1900'lerde yola koyulduk. Ne yaptıysak devleti kurtarmak için yaptık... Millet perişandı... Elimizden geldiği kadar gayret gösterdik. Ama, Reval Mülakatı bizi harbe kadar götürdü. Cephelerde kırıldık. İşin başından sonuna başımızı sayısızca iplere uzattık... Ölüm sehpaları hep önümüzde durdu. Artık varsa günahlarımız ve sevaplarımızla tarihe gömülüyoruz. Ama biliyorum ki, tarih bizim için kötü demeyecektir. Ben hemen istifa ederken yeni kurulacak hükümet önünde hesap vermeyi düşünüyorum. Şimdi beni bu yeni durumda da yalnız bırakmayacağınızı umarım. Hesaplarımızı vermeliyiz. Bunun sonunda ölüm varsa oraya giderken müsterih olacağım, çünkü hiç olmazsa arkamızdan gelecekler yeni bir ruh hali içine girmişlerdir. Bunu temin etmek de mühimdir, hem de çok mühim... Onların yeniden başlayacaklarına emin olduğumu söylemek istiyorum. İlerideki durumu dikkate alarak İstanbul dışına mümkün olduğu nisbette silah ve mühimmat gönderilmelidir. Bizden sonra gelecek hükümetin bir sulh imzalamak zorunda kalacağı bellidir. Bu sulh ne kadar iyi olursa olsun Reval 'de verilen karar icra edilecektir. Zaten harb bunun için çıkartılmıştı..."
Sayfa 12 - Kamer
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.