“Şeytan içerden mi gelmişti, dışardan mı?
Bence daha önemlisi dışardan gelen şeytanın çağrısını dinleyen bir kulağın hemen içeride hazır oluşuydu.”
Sezai Karakoç
Ne zaman işlerim yoluna girse bu sancıyı yaşarım. Ama pes etmem, yazılmış onca hikayemin gölgesine sığınır, tükenmemiş kalemden umudumu kesmem, tekrar yazabilmeyi beklerim. Bu bekleyişin bana huzur veren bir tadı da olur. Asıla asıla gelen cümleler, çevremdeki en ufak bir kıpırtıya dahi dikkat kesilmeler beni ayıltır ve zenginleştirir. Bazen duyacağım küçücük bir tını sayesinde önüme yeni yollar açılır ve bana sadece yazması kalır. Bittiğinde kendimi yenilenmiş, bir bakıma temizlenmiş hissederim.