Selamlaar! Bugün sanırım herkesin yine çok beğenip benim eh meh bulduğum bir kitapla beraberiz #kitapincelemesi
Güney Gallerde’yiz. Mr. Starwedder yoğun sisli bir akşamda arabasının gazabına uğradı ve hemen yakındaki eve yardım almak için gitti. Epeyce zili çaldı fakat kimse açmadı, içerden sesler geliyordu. Eliyle gözünü siper edip içeri girdi. Koltukta bir adam oturuyordu, adamın ölü olduğunu çok geçmeden anladı. Az sonra içeriden genç ve alımlı bir kadın çıktı. Laura Warwick, yani ölmüş olan adamın karısı. Starwedder çok geçmeden adamın ötesinde bir silah gördü ve adamın vurulmuş olduğunu anladı. Peki bu cinayeti kadın mı işlemişti? Oh hayır. O işlediyse bile artık olayın seyri başkasına doğru değişecekti, bu beklenmeyen misafir, kadını çok çekici bulmuştu ve ona yardım etmek için elinden geleni yapacaktı. Yardım almaya gelmişti fakat yardımı veren kendisi oldu.
Agatha’nın çoğu romanının aksine bu kitapta katili başta öğreniyoruz desem de çok beklersiniz. Evet kimin öldürdüğünü yazar çok açıkça yazmış ama yerseniz Ben bundan dolayı kitabı çok sevemedim. Evet entrika üstüne entrika, sırlarla dolu uşaklar, hizmetçiler falan ama diğer kitapları kadar heyecanlanmadım. Bir de polisiye okurları çok iyi anlayacaktır ki, belirli süre sonra bu türde çok okuma yaptığınızdan dolayı hiçbir şeyi beğenmeyecek hale geliyorsunuz. Ama bilemiyorum, siz yine de okuyun. Belki beğenirsiniz
