Amerikan toplumunun alt tabakası için yer değiştirmenin hiçbir öneminin olmadığı, daha iyi günler için çabalamanın daha kötü sonuçlar doğurduğunu, buna sebep de keskin çizgilerle ayrılan toplumsal statünün varlığını gösteren bir roman.
Yoksulluğa dayanamayan insanların yapamayacakları hiçbir şey kalmadığında, doğruluk, dürüstlük ve ahlak da bunlardan nasibini alır. Hatta ahlak dışı olan şeyler artık normal gelmeye, doğru gelmeye başlar. Çünkü daha iyi yaşam, hem bu yönde hayatlarını sürenlere imrendirir hem de ona ulaşmak için geldiği yoldaki temel taşlarını kırdırır kişiye.