Ben de Öğretmendim - Anılar

Mehmet Kahraman

Oldest Ben de Öğretmendim - Anılar Quotes

You can find Oldest Ben de Öğretmendim - Anılar quotes, oldest Ben de Öğretmendim - Anılar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Aynı Anları Paylaşmak
Kendimi öğrencilerden ayırarak değil, onlara katışarak, onlarla aynı hayatı değilse de aynı anları paylaşarak daha başarılı bir eğitimin gerçekleşeceğini düşünüyordum. Bu bazen bir yol, bazen bir demlik çay, bazen bir somun ekmek ve yanında peynir, bazen basit bir konu olabiliyordu.
Reklam
"Hüseyin beyhude ah etme naçar! Bir kapı örterse birini açar. Buna dünya derler hepisi geçer, Hangi günü gördün akşam olmamış."
Sayfa 123 - Kul Hüseyin
Herkes kendi dünyasını kurmuş, dünyasının kapılarını ve pencerelerini kapatmış
Sayfa 157
"Hayat ileri doğru yaşanır, geri doğru anlaşılır"
Sayfa 173 - Soren Kierkegaard
Desteğe ihtiyacı olan öğrencilere ders anlatmakla da yetinmedim. Onlarla ve ikmale kalmamış diğer gençlerle de iletişim kurmam gerektiğini düşündüm. Köyde bir okuyanlar grubu oluşsun istiyordum. Bana göre yarıyıl ve uzun yaz tatillerinde öğrenci olma psikolojisinin devam etmesi gerekiyordu. Bunun için zaman zaman onlarla beraber oluyor, okuduğum kitaplardan hoşuma gidenlerini onların da okuması için çaba gösteriyordum. İyi bir kitap okuyucusu olduğum için onların okuyabileceği kitapları biliyor, onları bu anlamda yönlendiriyordum. Köy şartlarında oluşturduğum küçük kitaplığımdan bazen okumaları için ödünç veriyor, bazen de hediye ediyordum. Bu ve buna benzer çalışmalarım üniversite hayatım boyunca da devam etti. Onlarla iletişimi sürdürmek için okul dönemlerinde mektuplaşmaya önem vermem gerekiyordu. Üniversitede öğrenci olduğum zamanlarda gençlerle yoğun bir mektuplaşma faaliyetim oldu. Ben yazınca onlar da bana yazdılar. Bir anlamda sürekli onların önünde bir yol açıcı olmuştum. Eskilerin ifadesiyle bir çığır açıcıydım. Mektuplar aracılığı ile sürekli bir sohbet havası yaşıyorduk."s.15
Sayfa 15 - Çıra yayınları
Reklam
"Öğretmenliği hayatımı kazanmak için yapmam gereken bir meslek değil, arkamdan gelen nesillerle ilgilenmek için önemli bir enstrüman olduğunu fark ettiğim bir meslek olarak yapmak niyetiyle yola çıktım. Öğretmen olarak atanmadan önce karşılaştığım eski bir milletvekili, ne kadar maaş alacağımı sormuş, ben de bilmediğimi, merak da etmediğimi söyleyince uzun bir münakaşaya tutuşmuştuk. Gerçekten ne kadar maaş alacağım hiç önemli değildi."s.14
Sayfa 14 - Çıra yayınları
"Desteğe ihtiyacı olan öğrencilere ders anlatmakla da yetinmedim. Onlarla ve ikmale kalmamış diğer gençlerle de iletişim kurmam gerektiğini düşündüm. Köyde bir okuyanlar grubu oluşsun istiyordum. Bana göre yarıyıl ve uzun yaz tatillerinde öğrenci olma psikolojisinin devam etmesi gerekiyordu. Bunun için zaman zaman onlarla beraber oluyor, okuduğum kitaplardan hoşuma gidenlerini onların da okuması için çaba gösteriyordum. İyi bir kitap okuyucusu olduğum için onların okuyabileceği kitapları biliyor, onları bu anlamda yönlendiriyordum. Köy şartlarında oluşturduğum küçük kitaplığımdan bazen okumaları için ödünç veriyor, bazen de hediye ediyordum. Bu ve buna benzer çalışmalarım üniversite hayatım boyunca da devam etti. Onlarla iletişimi sürdürmek için okul dönemlerinde mektuplaşmaya önem vermem gerekiyordu. Üniversitede öğrenci olduğum zamanlarda gençlerle yoğun bir mektuplaşma faaliyetim oldu. Ben yazınca onlar da bana yazdılar. Bir anlamda sürekli onların önünde bir yol açıcı olmuştum. Eskilerin ifadesiyle bir çığır açıcıydım. Mektuplar aracılığı ile sürekli bir sohbet havası yaşıyorduk."s.15
Sayfa 15 - Çıra yayınları
Eğer bu tanışmaları sadece bir tanışma düzeyinde bırakmış olsaydım, ne onların hayat yolundaki gelişmelerinden haberdar olurdum, ne de yıllar sonra onları hatırlamam mümkündü
Sayfa 20 - Çıra yayınları
"Kendimi öğrencilerden ayırarak değil, onlara katışarak, onlarla aynı hayatı değilse de aynı anları paylaşarak daha başarılı bir eğitimin gerçekleşeceğini düşünüyordum. Bu bazen aynı yol, bazen bir demlik çay, bazen bir somun ekmek ve yanında peynir, bazen basit bir konu olabiliyordu Bazı arkadaşlar, özellikle de yönetici kesimi bu tavrıma hep karşı çıkmışlardır. Bense elde ettiğim faydaya odaklanmıştım. Öğretmenlik hayatım boyunca da böyle davranmanın hiçbir zararını görmedim. Tam tersine çok yararlandım. Bu bakış açımı hayatım boyunca da değiştirmeden devam ettirdim. Öğretim neyse de, eğitim, derslerde bazı bilgilerin öğrencilere belletilmesiyle hiçbir zaman gerçekleşmiyordu. 28 Öğrencí, öğretmenin, kendisine örnek olacak davranış biçimini de görmeliydi. Daha açık bir ifade ile, öğretmen, sadece sınıfta ders anlatan değil, kendisine imrenilecek bir hayatı yaşayan kişi olmalıydı Bu da ancak paylaşılan bir hayatla mümkündü. Öğretmen, öğrenci ile birlikte yaşamayacak, ama birlikte yürüyecek, birlikte oturacak, birlikte az da olsa zaman geçirecekti. Öğretmen ve öğrenci hayatın farklı anlarında bir araya geleceklerdi. Bunun ilk şartı, öğrenci ile didişen bir öğretmen olmamaktı. Tam tersine, öğrenciyi tanımaya çalışan, öğrenciyle anlaşabileceği ortak noktaları merak edip bulan ve öğrenciye her hâlükârda değer veren bir öğretmen olmaya özen göstermek gerekiyordu. Benimle ilgili, kitabın tanıklarım bölümünde yer alan öğrenci anılarında da en çok vurgu yapılan nokta burasıdır."s.28-29
Sayfa 28 - Çıra yayınları
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.