Ben de Öğretmendim - Anılar

Mehmet Kahraman

Ben de Öğretmendim - Anılar Quotes

You can find Ben de Öğretmendim - Anılar quotes, Ben de Öğretmendim - Anılar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Demek istediğim, insanları arkalarından değil, önlerinden çağırmalıydık. İnsanların bizi duymalanı için başka bir seçenek olamazdı. Onların gitmekte oldukları tarafta bir mekânımız olmalıydı. Belki bu kadar insan içinden bazılanı da bize uğrardı."
Delikanlının şiir okumada gösterdiği bu başarısı ilerideki hayatını ne kadar etkilemiştir, bunu tam olarak bilemiyorum. Çünkü onun şiir okuduğu programın ertesi günü, tayinim oraya çıktığı için Akhisar'a taşınarak görevimi orada sürdürmüştüm. Ama öğretmenlik hayatımda öğrendiğim bir gerçek vardı: Eğitim hayatlarında öğrenciler için aşılmasi gereken bazı eşikler vardır. Öğrencinin başarı grafiği atlayabildiği böyle bir eşikten sonra birden yükselir. Öğrenci bu vesileyle kendine gelmiş, kendine güveni artmış, zihnini daha iyi kullanmaya başlamıştır. Kendi yeteneklerinin farkına varmakla, daha başarılı olmaya başlamıştır. Çünkü aslında kendinde var olan ama farkına varamadığı gerçęk kapasitesini keşfetmiştir. Hatta bu kapasite keşfedilmiş değil, bir şekilde açığa çıkmıştır. Sonradan bir öğrenci arkadaşından öğrendiğime göre bu delikanlı devlet parasız yatılı sınavını kazanıp Manisa merkezdeki İmam-Hatip lisesine devam eder. Üniversite sinavında da başarı göstererek tarih bölümünü kazanır. Lisans eğitimini bitirdikten sonra aynı alanda yüksek lisans eğitimini de tamamlar. Arkasından doktorasını da bitirerek üniversitede Öğretim Üyesi olarak çalışmaya başlar. Ben de kendisini bu aşamada yeniden tanımış oldum. Yaptığı akademik çalışmaları sayesinde üniversitede tarih profesörü unvanını da elde eder.
Sayfa 49 - Çıra yayınları
Reklam
"Insanlara rağmen bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Hâlbuki derdimiz insanlara ulaşmak, onlara bir seyler söylemek, toplumun gelişmesine katkıda bulunmaktı. Bir öğretmen olarak muhatabımız öğrencilerdi, ama onlar da bu toplumun bir parçasıydı Onları toplumdan ayrı düşünemezdik. Toplum bir yere doğru gidiyorsa bütün bir fertleri bu gidişin içinde olacaktı."
"Kendimi öğrencilerden ayırarak değil, onlara katışarak, onlarla aynı hayatı değilse de aynı anları paylaşarak daha başarılı bir eğitimin gerçekleşeceğini düşünüyordum. Bu bazen aynı yol, bazen bir demlik çay, bazen bir somun ekmek ve yanında peynir, bazen basit bir konu olabiliyordu Bazı arkadaşlar, özellikle de yönetici kesimi bu tavrıma hep karşı çıkmışlardır. Bense elde ettiğim faydaya odaklanmıştım. Öğretmenlik hayatım boyunca da böyle davranmanın hiçbir zararını görmedim. Tam tersine çok yararlandım. Bu bakış açımı hayatım boyunca da değiştirmeden devam ettirdim. Öğretim neyse de, eğitim, derslerde bazı bilgilerin öğrencilere belletilmesiyle hiçbir zaman gerçekleşmiyordu. 28 Öğrencí, öğretmenin, kendisine örnek olacak davranış biçimini de görmeliydi. Daha açık bir ifade ile, öğretmen, sadece sınıfta ders anlatan değil, kendisine imrenilecek bir hayatı yaşayan kişi olmalıydı Bu da ancak paylaşılan bir hayatla mümkündü. Öğretmen, öğrenci ile birlikte yaşamayacak, ama birlikte yürüyecek, birlikte oturacak, birlikte az da olsa zaman geçirecekti. Öğretmen ve öğrenci hayatın farklı anlarında bir araya geleceklerdi. Bunun ilk şartı, öğrenci ile didişen bir öğretmen olmamaktı. Tam tersine, öğrenciyi tanımaya çalışan, öğrenciyle anlaşabileceği ortak noktaları merak edip bulan ve öğrenciye her hâlükârda değer veren bir öğretmen olmaya özen göstermek gerekiyordu. Benimle ilgili, kitabın tanıklarım bölümünde yer alan öğrenci anılarında da en çok vurgu yapılan nokta burasıdır."s.28-29
Sayfa 28 - Çıra yayınları
"Desteğe ihtiyacı olan öğrencilere ders anlatmakla da yetinmedim. Onlarla ve ikmale kalmamış diğer gençlerle de iletişim kurmam gerektiğini düşündüm. Köyde bir okuyanlar grubu oluşsun istiyordum. Bana göre yarıyıl ve uzun yaz tatillerinde öğrenci olma psikolojisinin devam etmesi gerekiyordu. Bunun için zaman zaman onlarla beraber oluyor, okuduğum kitaplardan hoşuma gidenlerini onların da okuması için çaba gösteriyordum. İyi bir kitap okuyucusu olduğum için onların okuyabileceği kitapları biliyor, onları bu anlamda yönlendiriyordum. Köy şartlarında oluşturduğum küçük kitaplığımdan bazen okumaları için ödünç veriyor, bazen de hediye ediyordum. Bu ve buna benzer çalışmalarım üniversite hayatım boyunca da devam etti. Onlarla iletişimi sürdürmek için okul dönemlerinde mektuplaşmaya önem vermem gerekiyordu. Üniversitede öğrenci olduğum zamanlarda gençlerle yoğun bir mektuplaşma faaliyetim oldu. Ben yazınca onlar da bana yazdılar. Bir anlamda sürekli onların önünde bir yol açıcı olmuştum. Eskilerin ifadesiyle bir çığır açıcıydım. Mektuplar aracılığı ile sürekli bir sohbet havası yaşıyorduk."s.15
Sayfa 15 - Çıra yayınları
Eğer bu tanışmaları sadece bir tanışma düzeyinde bırakmış olsaydım, ne onların hayat yolundaki gelişmelerinden haberdar olurdum, ne de yıllar sonra onları hatırlamam mümkündü
Sayfa 20 - Çıra yayınları
Geri13
37 öğeden 31 ile 37 arasındakiler gösteriliyor.