Yaz geldi kente, çingenelerde hep papatya; alıp alıp sana geliyorum, sen kentte yoksun biliyorum, kapına koyuyorum, kim bilir kimin eline geçecek, olsun, almışsa biri, kesinlikle bir eski zaman aşığı olmalı.
Cesareti varsa aşka, rastlantıdan korkmamalı insan. Ya da tam tersi, hiç cesareti yoksa, hiç rastlantının yoluna çıkmamalı, ondan bucak bucak kaçmalı; hele hele bir ağustos akşamıysa.
Günlerdir seni düşünüyorum. Bende bıraktığın izdi, ardındaki çocuksu bir boşvermişlik, o kızıl saçlarındaki. Bu, sanki yıllar öncesinin bir iziydi; ama biz daha önce karşılaşmamıştık ki!