Ben Tezer Özlü

Selda Terek

Ben Tezer Özlü Posts

You can find Ben Tezer Özlü books, Ben Tezer Özlü quotes and quotes, Ben Tezer Özlü authors, Ben Tezer Özlü reviews and reviews on 1000Kitap.
Verebileceğim sevginin tamamını verip, sevilmenin keyfini onlara yaşatıp yok olmak, onları bu sevgiden mahrum bırakmak, hem de hak etmedikleri halde, belki de üzüntü vermenin en acımasız yöntemiydi.
"Aşk ne demek anne?" "Aşk, birisinin gece ve gündüz sinirlenmeden yanında olmak istemek, ayrılınca özlemek ve sadık olabilmektir Denizciğim." "Peki o zaman hasret ne demek?" "Hasret, eğer kavuşulmazsa en güç duygudur, çok yoğun bir özlemdir." "Ya sevinç?" "Sevinç, hayatı sevmek, yaşanan an ve olaylardan mutluluk duymaktır." "Üzüntü?" "Acıdır. En üzücü olay, başkalarını üzmektir."
Reklam
Kim nereden bilecek bir duygunun benim için değerini? Kim nereden bilebilir ben acı çekerken yaşadıklarımı? Ben hayatımdan vazgeçebilecek duruma kadar gelirken yaşamımın ucuna, herkesin kendi yaşamında nerede olduğundan bana ne? Ben en uçtayken ve hazlarımın doruklarını, acılarımın en dip yapmış şeklinin bedelini canımla ödemeye hazırlanırken benim değerlerimden kime ne? Kim, ne hakla belirleyebilir bana ait olması gereken değerleri?
Normal insanın yaşamaya kurgulanmış bir nüvesi var. Benim gibi normal olmayanlar, normaller tarafından koyulan kurallara uyum sağlayana kadar hastanelerde ilaç ve şok tedavisi görüyorlar. Ne zaman ki “Yaşamak istiyorum" diyerek hayata dört elle sarılıyorsun, o zaman seni aralarına kabul ediyorlar ve onlarla olmaya hak kazanıyorsun. Çünkü normal olmak, yaşamayı istemek demek... Bu onların kuralıydı, benim değil... İntiharı düşünüyordum. Ölmeyi istiyordum. Bu beni farklı kılıyor ama diğer insanlardan üstün kılmıyordu, bunu da biliyordum. İnsanlar farklıyı arıyorlar, farklıyı görmeyi seviyorlar, değişik bir tür hayvana bakar gibi bakıyorlardı yüzüme. “İntiharı düşünen insan böyle bakarmış, ne tuhaf” diyerek, hayretle... Belki de zayıflıktı intihar kararı, yanlıştı, ama bunu bilemiyordum. Bildiğim, daha doğrusu bipolar bozukluğun doğasında olduğunu sonradan öğrendiğim şey, bu istek, benim bir o kadar da hayata bağlı, neşeli, dışadönük halimi inkâr edişimdi. Bu duygu halinde oluşumu eleştirenler oldu. Yaşamaktan sıkılmak benim için felsefi bir süsmüş, dikkat çekmek istiyormuşum... Böyle dediler, eleştirdiler.
Bipolar Hastalığını anlamaya başladığı anlar...
Duygularımı o kadar uçlarda yaşıyordum ki sadece üzülmem yeterliyken ben kahroluyordum, sevineceğim durumlarda ise öyle aşırı tepkiler veriyordum ki çevremdeki herkes yüzüme garip ifadelerle bakakalıyordu. Alışılmışın dışında fazlasıyla neşeli ve fazlasıyla hüzünlü olabilmek bariz bir rahatsızlığa delaletti. Dahası üzgünken bir anda neşeleniyor ve o komik kahkahalarımla herkesi şaşırtıyor ve korkutuyordum. Ufak şeyleri devleştirip büyük, baş edilmez sorun dağlarının altında kaldığımı düşünüyordum. Uykularım o kadar bozuktu ki bazen sabahın ikisinde gözümü açıyor bir daha da uyuyamıyordum. Aynı anda hem ürkek, hem sinirli hem de aşırı hassas olabiliyordum. Alıngandım. Her denileni yanlış anlıyor, herkesin hakkımda kötü şekilde konuştuğunu düşünüyordum. Güvensizlik ile aşırı güven kol kola geziyordu bende. Güner bıkmıştı bu halimden.
Bir şeyi kural diye uygulamaktansa sebebini benimseyerek uygulamak daha iyi değil mi?
Reklam
Ne yazık... En iyi bildiğimiz şey taklit etmek... Taklitte o kadar iyiyiz ki orijinali yanında çömez kalır.
Deneyimleyerek öğreniliyordu hayat.
Bugün bile kadına söz hakkı tanımayan, örneklerini her gün gördüğümüz, mangalda kül bırakmayan ama daha çok kadının üzerinden geçinen maganda tipli babalardan olma ihtimalini düşünürüm sık sık.
Hayatının en büyük kaybını yaşamış birine ne yaşatırsanız yaşatın daha fazla acı verilemeyeceğini ilk onda gördüm.
230 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.