Kırk Bir Görgü Şahidinden Naklen

Benden Tarihe Haberler

Kadir Mısıroğlu

Quotes

See All
Bir gün Celâl Hoca’nın Soğanağa’daki evinde O’nunla sohbetteydim. Şimdi hatırlayamadığım başkaları da vardı. Bulunduğumuz odaya orta yaşlarda, heybetli bir adam girdi. Celâl Hoca, bu yeni geleni: “-Bu benim kayınbiraderim Hafız Cevdet Efendi’dir. Kendisi Şişli Câmii imamıdır. Bak Kadir Bey, bunda senin işine yarayacak mühim bir hâtıra var.”
Sayfa 406 - Sebil YayıneviKitabı okudu
Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-i cihândır, Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır!..
Sayfa 99 - Sebil YayıneviKitabı okudu
Reklam
1960 İhtilâli’nden sonra bir gün Ali Fuad Hoca’nın evinde radyodan haber dinliyorduk. O zaman radyo Yassıada mukâkemeleri hakkında günlük olup bitenleri naklediyordu. O gün tarihe “köpek davası” diye geçmiş olan dava görüşülüyormuş. Köpek davasının esası şuydu: Celâl Bayar, Afganistan’a ziyârete gittiğinde kendisine bir Afgan tazısı hediye etmişler. O da ziraat vekilini çağırarak “ben bu köpeğe bakamam. Siz bunu alın satın. Parasıyla susuz köylerden birine bir çeşme yapın” demiş. Köpek davası Celâl Bayar’ın bu hareketi devlet imkânlarının sûiistimâli telâkki edilerek açılmıştı.
Sayfa 633Kitabı okudu
Necip Fâzıl Bey, Menderes’ten para koparmak için Ankara’ya gittiği bir sırada uzun bir bekleyişten sonra Menderes tarafından kabul edilmiş galiba Büyük Doğu’nun 1959 senesi devresinin arifesindeydi. İstanbul’a döndükten sonra bize Menderes’le konuşmasını anlatırken şöyle söylemişti: “-Menderes, beni bir sabah karanlığında makamında kabul etti ve dedi ki: “-Necip Fâzıl Bey, sen günlerdir Ankara Palas’ta benimle görüşmek için bekliyorsun. Biliyorum, dergini çıkarmak için yardım talebin var. Lâkin ben seni aşikâre bir sûrette destekleyemem. Üstümde Bayar, altımda Medeni Berk var. Bunların ikisi de otuz üç dereceli masondur. Ben iki değirmen taşı arasında sıkışmış bir buğday tanesi gibiyim.” Sonra arkasındaki resmi göstererek: Ben bütün fenâlıkların bu adamın eseri olduğunu bilmiyor muyum? Sen de O’na hücum ediyorsun. Bu sebeple ben seni destekleyemem. Şu zarfı al, git dergini çıkar. Arada bir de bana hücum et ki; seni desteklediğime dâir bir iddianın zemini oluşmasın.” Necip Fâzıl Bey’in bize o zaman bu zarfta yüz elli bin lira olduğunu söylemişti.
O zaman Rıza Nur'un hâtıraları henüz elime geçmemişti. Ama Milli Mücâdele'de Batum meb'usu olarak bulunan Ali Rıza Acara'dan bu hususta dinlediklerimle gerçeğe vâkıftım. Ali Rıza Acara milletvekili olmasına rağmen Yunan Harbi’nde fiilen çarpışmış ve Gemlik Dağları’nda yaralanmıştı. O bana demişti ki: İzmit’te oturan Batumlu Zaloğlu Hasan Bey adında bir hemşehrim vardı. Ali Şükrü Bey’in öldürülmesi hengâmında O'nunla konuşuyorduk. O bana dedi ki: “-Biliyor musun bu işi M. Kemal Paşa, Topal Osman'dan evvel bana teklif etti. Ben kabul etmedim.”
Sayfa 141Kitabı okudu
Necip Fâzıl Bey, Menderes’ten para koparmak için Ankara’ya gittiği bir sırada uzun bir bekleyişten sonra Menderes tarafından kabul edilmiş galiba Büyük Doğu’nun 1959 senesi devresinin arifesindeydi. İstanbul’a döndükten sonra bize Menderes’le konuşmasını anlatırken şöyle söylemişti: “-Menderes, beni bir sabah karanlığında makamında kabul etti ve dedi ki: “-Necip Fâzıl Bey, sen günlerdir Ankara Palas’ta benimle görüşmek için bekliyorsun. Biliyorum, dergini çıkarmak için yardım talebin var. Lâkin ben seni aşikâre bir sûrette destekleyemem. Üstümde Bayar, altımda Medeni Berk var. Bunların ikisi de otuz üç dereceli masondur. Ben iki değirmen taşı arasında sıkışmış bir buğday tanesi gibiyim.” Sonra arkasındaki resmi göstererek: Ben bütün fenâlıkların bu adamın eseri olduğunu bilmiyor muyum? Sen de O’na hücum ediyorsun. Bu sebeple ben seni destekleyemem. Şu zarfı al, git dergini çıkar. Arada bir de bana hücum et ki; seni desteklediğime dâir bir iddianın zemini oluşmasın.” Necip Fâzıl Bey’in bize o zaman bu zarfta yüz elli bin lira olduğunu söylemişti.
Sayfa 100 - Sebil YayıneviKitabı okudu
Reklam
Biz Hüsrev Altınbaşak’la birlikte Eskişehir’de hapsedildiğimiz sırada Fethullah Gülen de İzmir’de bizimkine benzer bir suçla hapsedilmişti. Benim bu zata her nurcu kardeşe olduğu gibi sempatim vardı. Bir gün Hüsrev Altınbaşak söz Fethullah Gülen’e intikal edince o gün inanamadığım şu sözleri söyledi: "- Kadir Bey, sen o zatı nurcu zannediyorsun. Bu asla doğru değildir. O Risâle-i Nurları kullanarak kendine has bir cemaat teşkil etmeye çalışıyor. Fakat bir gün anlarsın. O cephemizde Müslümanları ifsada memur hâin birisidir.” demesi üzerine ben bu ithamı ağır bularak: "- Üstad hâin diyorsun.” Sesini yükselterek cevap verdi: Evet, O bir hâindir. Bizim yazı öğreten dershânelerimizi her öğrendiğinde hafta geçmeden o dershânemiz basılmıştır. O devletin memurudur. Fakat hırsı icabı bir gün bu devleti de satmaya kalkacaktır.”
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.