İnsanların , sahip oldukları şeylere alışıp, o şeylerden daha az keyif almalarına , psikologlar " hedonistik adaptasyon " diyor.
Bundan dolayı insanlar ödüllere alıştıklarından aynı ödülle motive olmazlar. Ödülün miktarını sürekli artırmak gerekir.
Yargının olduğu yerde sevgi olmaz. Çünkü sevginin özünde koşulsuz kabul vardır. Örneğin, denizi seviyorum dediğinizde, denizi değiştirmek hiç aklınızın ucundan geçmez. "Allah kahretsin birazcık daha mavi olsaydı " demezsiniz.
Ödül, hava kaçıran bir tekerleğe sürekli dışarıdan hava vermenize benzer. Siz dışarıdan hava (ödül) verirseniz, tekerlek şişer ve yola devam eder. Ama bir süre sonra havası kaçar ve yola devam etmez. Bu durumda tekerleğe tekrar hava (ödül) vermeniz gerekir. Bu da sürdürülebilir değildir.
Yaratıcılık gerektiren durumlarda ödül verirsek, çocuk bu işe mekanik bir işmiş gibi yaklaşır. Hemen bitirmek ister. Derinlemesine düşünmez. İşe mekanik yaklaştığı için hem işten zevk almaz hem de yaratıcılığı düşer.
Ödül beynin hem iç motivasyonunu öldürür hem de kişinin kendini motive etme kapasitesini azaltır. Onun için çocuklara, davranış kazandırmak ya da gerçek öğrenmeyi sağlamak için ödülle iş yaptırmak yanlıştır.