Dilara Keskin'den okuduğum beşinci kitap olan Benim Küçük Sırrım'ın yorumundan selamlar arkadaşlar. Yazarın ilk olarak yeni yeni yazmaya başladığı dönemlerde yazdığı kitapları Düşman Okullar serisini okumuştum, eğlenceli ama basit bir kurguya sahip kitaplardı. Ardından Ölüler Konuşamaz'ı okuduğumda yazarın kalemindeki gelişmeler çok barizdi. Ölüler Konuşamaz benim için güzel bir polisiye kitabıydı. Ve Benim Küçük Sırrım'ın da Ölüler Konuşamaz formatında bir kitap olmasını bekliyordum. Ama hiç beklediğim gibi çıkmadı.
Kitap, ana karakterimiz Eylül'ün üniversiteye geçmesi ve yeni arkadaşlar edinmesiyle başlıyor. Eylül'ün arkadaş grubuyla olan diyaloglarının çok eğlenceli olması bana kalırsa kitabın en güzel yanı. Bir de ara sıra ortaya çıkan Eylül'ün arkadaşlarından, Eylül hakkında önemli bir şeyi sakladığını okuyucuya söyleyen birileri var. Ve tüm kitap boyunca bu kişiler sürekli bu konuyu kullanarak Eylül'ü rahatsız ediyor. Fakat kitabın sonunda bu öyle bir şey çıktı ki dedim tüm kitap boyunca dert yaptığın şey bu muydu, sonuç olarak bu konu onları ilgilendirmez. Yani sonunun bağlanış şeklinden hoşlanmadım. Ama kitabın devamı çıkacağı içinde bu konunun düzeleceğinden umutluyum.
Kitabı, sürekli yazarın yakın dönemde çıkardığı iki kitap olması nedeniyle Ölüler Konuşamaz'la kıyaslıyorum. Ve Ölüler Konuşamaz iyi bir kurguya sahip bir polisiye kitabı iken Benim Küçük Sırrım çerezlik bir kitap. Ama yaş sınırının büyük olmaması ve gerçekten çok eğlenceli bir kitap olması nedeniyle okurken keyif alabileceğinizi düşünüyorum.