İşbirliği Ritüelleri, Zevkleri ve Politikası

Beraber

Richard Sennett

Oldest Beraber Quotes

You can find Oldest Beraber quotes, oldest Beraber book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Önsözden
Bu çalışmayı kaleme alırken, pratik aşamada defalarca hep aynı toplumsal değer çıktı karşıma: İşbirliği, işbirliği, işlerin yürümesinde kullanılan düzeneğin sorunsuz çalışmasını sağlar. Bu şekilde, bireysel olarak yapamadıklarımızı başkalarıyla işbirliği yaparak tamamlayabi­liriz. işbirliği, genlerimizde vardır; fakat bu beraberliği rutin davra­nışlarımızla iç içe göremeyebiliriz, geliştirilmesi ve derinleştirilmesi gerekir. Bu durum, özellikle, bize benzemeyen insanlarla yapılan bir işbirliği söz konusuysa geçerlidir; işbirliği onlarla birlikte zahmetli bir çaba haline gelir.
Aristoteles
Şehir farklı cinslerde insanlar­dan oluşturulur, birbirine benzeyen insanlar bir şehri var edemez.
Reklam
Açıktır ki karşılıklı saldırganlık bir şehri bir arada tutamaz; ama Aristoteles bu öğretiyi daha da incelikli hale getirir. Kavimcilik, der, bilmediği hal­de, diğer insanların neye benzediğini bildiğini düşünmekle ilgilidir; diğerlerinin dolaysız tecrübelerinden yoksun olmak, insanı son çare olarak korku dolu fantezilere başvurdurtur. Günümüze uyarlanırsa, bu düşünce stereotip düşüncesidir.
Müslüman filozof İbn-i Haldun, becerinin, zanaatkarın özel uzmanlık alanı olduğuna inanır­dı. Belki siz de benim gibi, insanların kokteyl sohbetlerinde başarılı olmalarını ya da ihtiyacınız olmayan şeyleri size satmada becerikli olmalarını tavsiye eden “sosyal beceri” kullanımından hoşlanmıyorsunuzdur. Ama daha ciddi bir sosyal beceri türünden bahsedebilmek mümkün; her çeşit iyi dinlemek, anlayışlı davranmak, anlaşma nok­taları bulmak ve anlaşmazlıkları yönetmek ya da inatçı bir tartışmada gerilimden kaçınmak gibi beceriler. Bütün bu etkinliklerin teknik adı “diyalojik becerilerdir.” Bu kavramı açıklamadan önce, bu tür vasıflı işbirliklerinin neden daha çok gündelik davranışın uygulamalı alanındansa, olması gerekenin ideal alanına aitmiş gibi gözüktüğünü sorgulamamız gerekir.
Sempati ve empati ikisi de tanımayı aktarır ve ikisi de bir bağ ku­rar. Ama biri kucaklaşmayken, diğeri bir karşılaşmadır. Sempati, fark­lılıkların üstesinden özdeşleşmenin hayali eylemleri ile gelir; empati ise, başka bir insana, ona ait koşullarla bakmaktır. Genellikle sem­patinin empatiden daha güçlü bir duygu olduğu düşünülegelmiştir; çünkü
Milton
Akıl kendi yerinde ve kendi içinde Cehennemden bir cennet, cennetten bir cehennem yapabilir
Reklam
Rakipler arasındaki bir başka bağ çeşidi, insanların sıfır-toplam değiş tokuşlarında ortaya çıkar. Kazan-kaybet durumu, çok nadiren bütün ve mutlak bir durumdur. Aslında kazanan, kaybeden için bir şeyler bırakacaktır. Bu geriye kalan şey, Adam Smith’in değeri iyice belirlenmiş olan, nadir öz kaynaklar üzerinde temellenen pazar alış­ verişleriyle ilgili görüşlerinde ortaya çıkar. Böyle bir rekabet kaybe­denlere bir şeyler bırakmalıdır ki onlar da tekrardan deneyebilsin ve rekabete devam etmeye hevesli olabilsin. Bu kuralcı pazarlar spora benzer; sporda da kaybedenlerin yenilgiden sonra dağılması istenil­mez. Bu, rekabetçi değiş tokuşların sonu için, oyunu hareketli kılan ortak temel kurallarla paralellik gösteren, temel bir kuraldır.
Doğal ekolojilerde, en zirvedeki yırtıcı hayvanlar herhangi bir karşılıklılığın olmadığı bu karşılaşmanın efendisidir. Kurtlar zirvedeki yırtıcı hayvanlardır, timsahlar gibi; besin zincirinin tepesinde, kendilerine denk bir rakipleri yoktur, insanoğlu resme dahil olmadığı sürece istedikleri şeyi istedikleri zaman alırlar. İnsan toplumlarında ise, kazanan-hepsini-alır değiş tokuşu topyekûn savaş ve soykırımın mantığıdır. İş yaşamında bu değiş tokuş çeşidi, te­kelcilik mantığı ile karşılanır. Fikir bütün rakipleri elemektir. İşlerin bu durumuyla ilgili, gelin Hobbes kadar özlü olalım: Mümkün olan en kısa sürede buna bir son verilmelidir.
Futbol yıldızı David Beckham ve karısı, Spice Girls’ün “Havalı Baharatı” Victoria Beckham, 2004’te oğulları Romeo ve Brooklyn’i vaftiz etmeye karar verdiklerinde bir sorunla karşılaştılar. Baba Beckham Brooklyn’in doğumundan sonra basına şunları söyledi: “Brooklyn’i kesinlikle vaftiz ettirmek istiyorum ama henüz hangi din olduğunu bilmiyorum.” Onlar bir ritüel icat etmeye karar vermişti. Doğrusunu söylemek gerekirse ufaklıklar, smokin olayıyla bir şekil­ de gölgede kalmıştı. Altı çeşit yemek servis edilmişti, dedikodular kişi başına 2,500 pound harcandığını söylüyordu. Şarkıcı Elton John, Beckham malikânesine kendine özgü gümüş Rolls Royce’u ile gelmiş, diğer ünlüler ne zaman geleceklerine ve ne giyeceklerine dair basını özenle bilgilendirmişti. Anne Beckham yemekleri ve çiçekleri olduğu gibi servisi de organize etmişti. Malikânenin küçük kilisesi üzerinede iki Budist mihrabı yapılmıştı. Kulağa komik gelen bu olayda, ebeveynleri sadece hızla büyüyen Romeo ve Brooklyn’e bir jest yapmak istemişti. Fakat Ingiliz kilisesi bu duruma çok sinirlenmişti. Hiçbir papaz, töreni gerçekleştirmeyi kabul etmemişti. Piskopos, tabii ki tüm bu lüksten nefret etmişti; bir bebeğin üstünden pahalı şişelerde suları (ya da daha da kötüsü, dedikoduya göre, kaliteli şampanya) akıtmayı yakışıksız bulmuşlardı. Fakat dahası, papazlar Beckhamlar’ın kendileri için bir ritüel yaratma girişimlerini küçümsemişlerdi; zira hakiki ritüelin kutsallığı gelenek­ten gelir, kökleri zamanın buğusuna gömülüdür. Kiliseye göre, ritüel uydurma olamaz, yaratılamaz.
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.