8 günde dört kitap. Büyük bir başarı
Kitabımızın konusu emevilerin dokuzuncu halifesi Ömer Bin Abdülaziz'in hayatını anlatıyor. Aslında kapağın üzerinde beşinci halife olarak geçmiş ki çok doğru bir şeydir bu. Çünkü kendileri bir nevi 4 halifenin devamı olarak görülmektedir. Bunun sebebide aynı 4 halife dönemindeki gibi bir politika yapmasıdır. Büyük Büyük dedesi Hz. Ömer gibi adaletli olmasıdır. Söyle bir düşünün koskoca halife sarayda kalmak yerinde kendi evinde kalıyor, maaş almıyor. Maaş alacağı parayı Beytül Mal'e koyuyor. Devletin işinde Beytülmalin mumunu, özel işinde kendi mumunu yakan bir halife. Emevilerin Mekke'de açtığı derin yaraları kapatmak için çırpınan ve didinen bir halife. Ee bir zahmet emevi halifelerinden ayrı olsun artık. Zalim Haccac'ın yaptığı katliamları okuyoruz bu kitapta. Ordularını gönderip Kabe'yi taşa tutturması, kadınlara tecavüz ettirmesi, cennetle müjdelenen büyük sahabi Zübeyr Bin Avvam'ın oğlu Abdullah Bin Zübeyr'i katletmesi... Ve bunlar olurken baştaki halifenin sessizliğini koruması. İşte Ömer Bin Abdülaziz bu yaraları elinden geldiğince kapatmaya çalışıyor ki gerçekten sevilen bir halife oluyor. Açıkçası bende Emevi halifelerini pek sevmem yaptıkları yüzünden. Lakin Ömer Bin Abdülaziz benim gözümde bir emevi halifesi değil, dört halifenin beşincisidir. Mükemmel bir insan.