"Hayatın amacı et yemekti. Et, hayatın kendisiydi. Hayat, başka hayatlarla yaşamını sürdürüyordu. Yiyenler ve yem olanlar vardı. Yasa şöyleydi: YA YERSİN YA DA YEM OLURSUN."
Artık annesinin,herhangi bir değeri yoktu gözünde.Onsuz yaşamayı öğrenmişti. Onun anlamını unutmuştu. Ne Beyaz Diş'in hayatında onun ,ne de Kiche'nin hayatında kendisinin yeri vardı.
Bir tanrıya sahip olmak ona hizmet etmek demekti.Görevden,saygıdan ve korkudan kaynaklanan bir hizmetti Beyaz Diş'inki,sevgiden değil. Zaten sevginin ne demek olduğunu bilmezdi.Sevgi denen şeyi hiç tatmamıştı.
Dışarıdakilerin güneşi vardı ;onunsa dünyasının güneşi orasıydı. Bir lamba bir pervaneyi nasıl çekerse öyle çekiyordu onu o duvar.Hep ona ulaşmaya uğraşıyordu.İçindeki hayat hızla gelişiyor ve onu sürekli ışığa doğru istiyordu.İçindeki hayat biliyordu ki orasi tek çıkış yoludur ve boz erik o yola ayak basmaya yazgılıdır.Ama kendisi bunu bilmiyordu.Dışarısı diye bir şey olduğunu bilmiyordu.