Kitap, 17.Yüzyıl Osmanlısında, Türk korsanları tarafından tutsak edilen Venedikli bir köle ile bu köleyi sorumluluğuna alan Hoca arasında geçenleri konu alıyor. İlginç olan şudur ki: Hoca ile Venedikli köle birbirlerine adeta bir ikiz gibi benzemektedirler. İlgi duydukları bilim dallarından tutun dış görünüşlerine kadar birbirlerine benzeyen bu kafadarlar, padişahın emir ve buyrukları üzerine birlikte bilimsel çalışmalar yaparlar. Roman ilerledikçe bu benzerliğin iyice farkına varacaklar ve "Senin gibi oldum ben.Ben, sen oldum." diyeceklerdir..
Eserde yine 17.Yüzyılda Dünya'yı kasıp kavuran Veba salgını da dolaylı olarak işlenmekte. Veriler aynı günümüzdeki gibi şeffaf olarak hazırlanıyor sadece mavi tabloları eksik...Arada 365 yıl olduğu için mazur görüyorum.
Edebi yönünü ele alacak olursak, üslubun neden önemli olduğunu kanıtlar nitelikte bir eser. Çünkü burda yok. Evet, sonu fena değil, tarihsel verilerden çok iyi yararlanılıp gerçeğin üstüne oturtulmuş ancak gidişat o kadar yavan, o kadar üsluptan yoksun ki azcık merakı olmayan biri defalarca elinden bırakabilir bu kitabı.Bir de kurgu da bariz hatalar var ki okuyunca anlayacaksınız. Yazar da kabul etmiş gerçi bu hatalarını. Orhan Pamuk'a böyle bir romanla başladığıma üzüldüm, umarım hepsi bu tarzda değildir.