Bekir Yıldız'ın birbirinden bağımsız on bir kısa hikâyeden oluşan kitabı Beyaz Türkü, yazarın kendine has tarzında, yurdumuzun özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaşayan insanımızın yaşadığı zorlukları ve acıları sözü dolandırmadan, görünmesi gereken noktaya parmak basarak kesitler halinde anlattığı bir solukta okunabilecek bir yapıt.
Kısacık öykülerde öyle derin mesajlar veriyor ki Bekir Yıldız, bazen bir tek cümleye takılıp kalabiliyorsunuz. Henüz on üç yaşında daha oyun çağındayken adı "gelin" konulan masum bir çocuktan, biberonla yanlışlıkla öldürülen minik bebeğin dramına eşlik ederken bir başka hikâyede açlık, ölüm ve kaçakçılık denkleminde kalan insanların çaresizliğini görüyoruz. Töreye boyun eğmişliğin aldığı canlar, "namus" belasına kana bulanan eller, "ahlâk" olgusunun değişkenliği, bir yorgan bir döşekten ibaret olan miras gibi sahneler barındıran bu kısa hikâyelerde dramı göstererek "dram budur" diyor yazar her çevirdiğimiz sayfada.
Hikâyelerin satır aralarında göze çarpan yoksulluk, çaresizlik ve cehalet okurun içini acıtarak ciddi anlamda derin yaralar oluşturuyor bellekte.
Kitapta yer alan "Kara Çarşaflı Gelin" ve "Barutçu Maho" isimli öykülerden yola çıkılarak çekilen ve oyuncu kadrosunda Hakan Balamir, Semra Özdamar, Aytaç Arman, Aliye Rona ve İhsan Yüce gibi usta isimlerin bulunduğu Kara Çarşaflı Gelin isimli filmin dört ayrı dalda birincilik ödülleri aldığını da ayrıca belirtmek isterim.