Beynine Güç Ver

David Perlmutter

Beynine Güç Ver Quotes

You can find Beynine Güç Ver quotes, Beynine Güç Ver book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Beyindeki nöronların sayısı 101 1' dir (yani birin yanında on bir sıfır vardır), başka bir deyişle yüz milyardır! Her büyük nöronda yaklaşık on bin sinaps ve saniyede yaklaşık bin defa yer değiştirme oranı olması, beynin saniyede işleyebileceği işlem sayısının 1018 olduğu anlamına gelir.3 Bu sayı inanılmaz derecede büyüktür ancak nöronal mikrotübüller işlemsel alt birimler olarak işlev görüyorsa, bu rakam bile önemsizdir. Her bir nöronda yüz milyondan fazla mikrotübül olduğu düşünülürse, beynin artan işlemsel kapasitesi muazzam derecede büyüktür. Ancak insan beyninin gerçekleştirebileceği işlem sayısının onu takip eden on sekiz veya yirmi yedi sıfırla ifade ediliyor ol- ması, şu an sahip olduğumuz beyni ne kadar iyi kullandığımız kadar önemli değildir
Ancak mitokondriler glutatyona bağımlı olmalarına karşın bu yaşamsal molekülü üretme kabiliyetinden yoksundurlar, bu yüzden onları içinde bulundukları hücrelerden almaları gerekir. İnsan vücudundaki birçok hücre tipi glutatyon üretebilir ancak çoğu karaciğerde üretilir ve buradan vücudun her yerine, hatta kan-beyin bariyerini aşarak beyne taşınır.
Reklam
Bitkisel ve hayvansal gıdalar sadece kalori veya yakıttan ibaret değildir, aynı zamanda genlerinize bilgi iletirler. Yeni nutrigenomik bilim dalı, yiyeceklerin ortamınızla ilgili bilgileri hücrelerinize nasıl aktardığını inceler. Bu yeni bilimin ilk temelleri, son on binyılda genlerimiz çok değişmese de beslenmemizin çarpıcı bir şekilde değiştiği anlayışından doğmuştur. Bu nedenle farklı beslenme biçimleri, farklı proteinlerin üretilmesinin yanı sıra enerji metabolizmasındaki değişikliklerle sonuçlanan farklı genetik ifade modellerine yol açar. Örneğin, Avrupalıların fethinden önce Amerika'nın tek fermente içeceği hafif bir bira türüydü ve viski şeklindeki alkol hiç bilinmiyordu. Bu, Amerikan yerlilerinin çoğunun neden alkolü metabolize etmekten sorumlu olan aldehit dehidrogenaz enziminden yoksun ve alkole karşı çok düşük toleranslı olduklarını açıklar. Benzer şekilde süt hayvancılığının yaygın olduğu yerlerde yaşayan Avrupalıların büyük bir yüzdesi laktozu sindirmelerini sağlayan geni geliştirmişken, dünyanın diğer yerlerindeki birçok insanın laktoz intoleransı vardır.
Yüzlerce, hatta binlerce amino asit yapı blokundan oluşan proteinlerin aksine zarif sadeliğin bir tezahürü olan glutatyon, sadece sistein, glutamik asit ve glisin üçlüsünden oluşur, bu da onun bir tripeptit olduğu anlamına gelir. Vücudun daha fazla glutatyon üretme yeteneğini geliştirme umuduyla araştırmacılar bu amino asit glutatyon öncüllerini oral olarak tedarik etmenin yeni yollarını araştırdılar. Ne yazık ki çoğu başarılı olamadı çünkü bağırsaktan emilimi çok sınırlıdır ve glutatyonun çoğu zaten emilim şansı elde edemeden çok önce midede parçalanır. Bununla birlikte bir sistein formu olan N-asetilsistein (NAC) ve antioksidan alfa lipoik asit umut vericidir. Bu takviyelerin her ikisi de reçetesiz temin edilebilir.
İnsan beyninin gerçekleştirebileceği işlem sayısının onu takip eden on sekiz veya yirmi yedi sıfırla ifade ediliyor olması, şu an sahip olduğumuz beyni ne kadar iyi kullandığımız kadar önemli değildir.
Protein, DNA ve yağ dahil hiçbir doku, serbest radikallerden zarar görme riskine karşı bağışıklık kazanmış değildir ve yağ özel bir endişe kaynağıdır çünkü insan beyninin kuru ağırlığının %70'ini oluşturur ve serbest radikal hasarından korunması en zor dokulardan biridir. Yağ aslında hassas bir kimyasaldır ve serbest radikallerden zarar gördüğünde sertleşir. Bu, beyin söz konusu olduğunda, nöronların birbirleriyle iletişim kurma yeteneklerini sınırlayan tehlikeli bir işleve dönüşmektedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi serbest radikal hasarı Alzheimer, Parkinson, amyotrofık lateral skleroz (ALS veya Lou Gehrig hastalığı), multipl skleroz, hatta genel beyin yaşlanması da dahil olmak üzere tüm dejeneratif beyin rahatsızlıklarının altında yatan nedendir. Ayrıca serbest radikallerin tehlikesi iki yönlüdür. Birincisi, daha önce de belirtildiği gibi bu reaktif kimyasalların, saldırdıkları dokuları doğrudan değiştirerek düzgün çalışmalarını engellemesidir. İkincisi, serbest radikal eyleminin, DNA tarafından kodlanmış olan hücrenin intihar etme talimatlarının kilidinin açıldığı apoptozu başlatmasıdır. Bu nedenle glutatyonun sunduğu antioksidan koruma, odakta olmayı hak etmektedir.
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.