Kaçtığımdan beri ağlayıp duruyorum. Başıma gelmeyen kalmadı. Üstelik kırılan kanadımla, pusulamı yitirdim, hızım iyice düştü. Ailesine başkaldıran ufak kızlar, evlerinden kaçtıklarında, benden daha kötü daha vahim olaylarla karşılaşırlar ama son pişmanlık neye yarar? Bu şahin beni öldürecek," diye hayıflandı.' Koca pençesini üzerime atar atmaz, mahvolacağım. Sedat'ın ah: tuttu. Ne ettim de tutuldum güzel melteme? Minik arkadaşım sırtımdaki simleri alabilmek için harçhklarrın biriktirmiş, daha pek çok özverilerde bulunmuştu. Ama ben değerini bilınedim. Oh olsun bana!'
Yalpalayarak boşlukta düşerken şahinin hücumunu atlatamayacağını biliyor, son duasını ediyordu ki şahin onu bırakıp, güzel renkli dişisine dogru uçtu. Rahatladı. Kaderi değişmişti.' Demek ki yiyecek ekmeğim, içecek sııyum varmış dünyada,' deyip derinden bir 'oh! ' çekti Bıçkın.
Aşağılara doğru süzülüyordu ama yırtılan kanadı dökülen simleri yüzünden kendini pek çirkin, bütün güzelliğini yitirmiş buluyordu. Kurtulduğuna sevinemiyor, böyle yaşamaktansa ölmek daha iyidir diye düşünüyordu. 'Uçurtmalar için de estetik ameliyatlar var mıydı acaba?'
