Bu kitapta üç ünlü yazarın üç öyküsü yer alıyor. "Diğer Tanrılar", "Kristal Yumurta" ve "Micromegas". İçlerinden en sevdiğim Micromegas oldu.
Bu öyküde Micromegas, Sirius takımyıldızındaki gezegenlerin birinde yaşayan devasa bir canlıdır. Satürnlü bir filozofla birlikte Dünya'ya gelirler. Başlangıçta bu gezegende yaşam olmadığını sanırlar, çünkü balinalar bile onlar için toz tanesi kadar küçüktür. Mikroskop yardımıyla düşünebilen ve sevişebilen minik varlıkları - insanları - keşfettiklerinde çok şaşırırlar. Bir şekilde iletişime geçerler. Hayatın ve ruhun anlamı üzerine sohbete başlarlar.
Micromegas, insanların kibrine ve benmerkezciliğine yönelik bir eleştiri aslında. Boş amaçlar uğruna savaşan, birbirini katleden, gezegene zarar veren ama aslında evrenin büyüklüğü karşısında hiç mesabesinde varlıklar olduğumuzu yüzümüze vurmuş Voltaire.
Malebranche, Locke, Leibniz gibi daha önce ismini duymadığım önemli filozofların felsefelerini bir cümlede akılda kalacak şekilde özetlemesi de öyküye dair en sevdiğim ayrıntılardan biri oldu. Sonu ise anlamlı bir şekilde tamamlandı.